Merhaba değerli okurlar...
Gündemimiz çok yoğun. Bir yandan ihmaller zinciri sonucunda yitirdiğimiz vatandaşlarımız, bir yandan da ekonomik buhran ve diğer belli başlı sorunlar. Ama elbette ülkemizin gerçeğini bir kenara bırakmakta üç maymunu oynamak olur. Nedir bu gerçek diye soracak olursanız o gerçek, gündemden düşmeyen "Cumhurbaşkanlığı Seçimleri"
Kaç adaylı bir seçim olacak?
Bir Türk vatandaşı olarak herkes gibi ben de gidip oyumu kullanıyorum. Ama seçmen sosyolojisini yıllardır değerlendiren ve araştıran bir gazeteci olarak ilk defa şaşırdığımız durumlar söz konusu. İdeolojilerin birbiriyle rekabete girdiği şu ortamın bizi nereye götüreceğini tahmin etmek şu aşamada zor. En az 3 Cumhurbaşkanı adayının olacağı bana göre kesin, hatta bu adaylar kendi planlarını aylar öncesinden yapmış durumda.
Fakat bu planlamalar yolda değişikliklere uğrayabilir, hatta dönüşebilir. Çünkü işin bir çok boyutu var...
Maddi boyutu, medya boyutu, teşkilatlanma boyutu... Bunlar sadece bazıları.
CHP'nin aldığı karar
Geçtiğimiz günlerde CHP Genel başkanı Sayın Özgür Özel‘in aldığı karar belki de bugüne kadar alınmış en ilginç kararlardan biriydi. Kendi Cumhurbaşkanı adayını normalde parti meclisinde belirleyen Cumhuriyet Halk Partisi, önümüzdeki seçimde sadece parti üyelerinin seçeceği bir yöntem belirledi. Fakat buradaki en önemli soru işareti şu; Bu üyeler ne zamandan beri parti üyesi?
Burada elbette bir parti genel başkanı olarak kendisinin de üyeler nezdindeki bakışını değerlendireceği bir süreç olacak. Peki üyelerin çoğunluğu Özgür Bey'e oy verirse ne olacak? İşte bu soru işaretleri diğer adayları rahatsız edebilir. Çünkü her parti genel başkanı gibi Sayın Özgür Özel'de doğal Cumhurbaşkanı adayıdır.
Kimsenin saklamadığı bir gerçek var. O da hem Ekrem Bey'in hem de Mansur Bey'in Cumhurbaşkanlığı için istekli olduğu. Ama bu istek hırsa çevrilmeden aday belirlenebilirse, sonuç muhalefet kanadı için olumlu olabilir. Şimdi asıl soru şu; eğer Mansur Bey CHP üyelerinden en çok oyu alan aday olamazsa yol haritası nasıl olacak?
Mansur Yavaş nasıl bir yol izlemeli?
Ben Ankara’da yaşayan bir vatandaş olarak Mansur bey ile ilgili şunu net bir şekilde ifade edebilirim. Sade ve mütevazi imajı, sosyal yardım projeleri, şeffaf ve hesap verilebilir yönetim gibi nedenlerden dolayı halk tarafından seviliyor. Fakat Cumhurbaşkanlığı adaylığı için profesyonel bir ekibi var mı? Buna açıkçası net bir şey söyleyemiyorum. Bir de teşkilatlanma ve Anadolu’nun her köşesinde insanlara ulaşabilme tam bir enerji ve sinerji işi. Şimdi yola çıkılsa bile 2,5 sene var ve 50+1 herkes için zor bir hedef.
Mansur Bey çok hızlı geçecek olan bu zamanı iyi değerlendirmeli. Kendisine Cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili soru yöneltildiğinde, her seferinde; "Milletimiz beni nerede görmek isterse, ben orada göreve hazırım” demişti. Eğer bu durum gerçekleşecekse kesinlikle profesyonel bir ekip ve halk nezdinde karşılığı olan kişiler ile yola çıkılmalı.
Medyanın kazandırma gücü!
Medya bu noktada çok değerli hatta en önemli faktör. Siyasal iletişimin doğru yapıldığında ne kadar etkili sonuçları olduğunu son yerel seçimlerde gördük. Hem İstanbul, hem Ankara tarihi bir farkla kazanıldı ve halk tarafından ideolojiler ikinci planda bırakıldı. Seçmen konsolide olmayı seviyor ve sonuçta bununla paralel oluyor. Bu durum kesinlikle dikkate alınmalı, hatta planlar bunun üzerine kurulmalı.
Elbette Mansur Bey "Ben yarıştan çekiliyorum" demez ama seçmenin tepkisini çekecek bir adımda atmaz ve atmamalı! Sonuçta %60 oy ideolojik olarak alınabilecek bir oy değil. Her kesimden alınan oylar neticesinde böyle bir sonuç hasıl oldu. Buradan da şu sonucu çıkartabiliriz; Mansur Bey tüm ülkeye sirayet edecek bir tanıtıma hemen başlamalı.
24 saat çok uzun ama 2 yılda çok kısa bir zaman
Sonuç olarak yerel medya ve hatta ulusal medya tarafını belli ettiği gün iş işten geçmiş olacak. Bugün dönüp baktığımızda kendisine objektif bakış açılarıyla destek olan medya emekçilerini dikkate almalı ve yarından tezi yok birlikte bir yol haritası çizmeli. Çünkü siyasette 24 saat çok uzun ama 2 yılda çok kısa bir zaman.
Kalın sağlıcakla…
Serhat KARAMAN