Tüm olumsuzluklara rağmen Ankaragücü zirve yarışından kopmadı

MKE Ankaragücü takımı Bolu'ya konuk olduğu Boluspor maçını 2-3 kazanmayı başardı. Son derece kritik olan maçtan 3 puan çıkaran Ankaragücü ilk 2 için mücadelesini sürdürdü.

BOLUSSPOR-MKE ANKARAGÜCÜ MAÇ SONU DEĞERLENDİRMESİNİ YOUTUBE ÜZERİNDEN İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Ankaragücü çok kritik maçta Bolu’da Boluspor’u 3-2 mağlup etmeyi başardı. Gerçekten Ankaragücü için kırılma maçlarından biriydi. Puan kaybında artık ilk 2 için havlu atılacaktı. Ama neyse ki maç kazanıldı.
Fakat bu galibiyet bile camiayı tatmin etmedi. Çünkü yönetimsel zaaflar ve eksiklikler camiayı gerçekten yaralıyor ve geriyor.

Ankaragücü yönetiminin bu sezon ki başarısızlığı ortada. Bu ligdeki puan cetveline yansıyor. Bu dediğime sanırım Başkan İsmail Mert Fırat’da katılıyor olacak ki, çıkış, hatta bir kaçış yolu arıyor.

Bazı duyumlar alıyorum. İsmail Mert Fırat’ın başarısız olduklarını artık kabul ettiği ve başkanlığı bırakmak istediği söyleniyor. Tabii bunun ilk ağızdan aldığım bilgi değil. Duyum olduğunu söyleyeyim.

İsmail Başkan'ın bunu açık açık söylemesini beklemiyorum. Ama kulislerde bunlar konuşuluyor.

Peki Ankaragücü'nü ne bekliyor?

Yönetimin istifasını bekleyen ve bu yazıyı okuyan arkadaşlara şunu söyleyebilirim ki; Ankaragücü’nün önünde fazla bir çıkış yolu yok. Her ne kadar cezalı bile olsa da Ankaragücü eninde sonunda Faruk Koca kontrolünde bir yola girecekmiş gibi görünüyor. Bu nasıl olacak? Ya kongre yapılır, Faruk Koca’nın işaret ettiği bir başkan seçtirilir. Ya da mevcut yönetim işi Faruk Koca’nın ayrılan ekibine bırakır.

Ankaragücü için başka çıkış yolu şu an için çok görünmüyor. Hepiniz takip ediyorsunuz, araştırıyorsunuz. Ortada isimler dolaşıyor. Ancak şu ana kadar herkesin üzerinde mutabık kalacağı bir isme rastlamadım. Ben de her yere gidiyorum, herkesle konuşuyorum. Niyetlerini araştırıyorum, soruşturuyorum. Elbette Ankaragücü’nü yönetmeye talip insanlar var. Çok da istekliler. Ama iş dönüp dolaşıp Faruk Koca’ya geliyor.

Çünkü Faruk Koca şu an için her yönüyle kulüpte hakim durumda. Bir kere kulüpte çok büyük alacağı var. Bu kadar yüklü alacağı varken, kimse başkan olmayı göze alamıyor. Faruk Koca'nın 600 milyon civarı alacağı olduğu söyleniyor. Bu rakamın altına girebilecek insan bırakın Ankara'yı, Türkiye'de yok!
Diğer unsur Faruk Koca’nın büyük bir delege gücü var. Öyle ki Faruk Koca’nın işaret etmediği kimse kongrede başkan seçilemez. Bu iş aslında eskiden bu yana böyleydi. Hatırlayın Cemal Aydın’da delege gücüyle 14 yıl kulübü yönetmişti. Üstelik o da üst düzey bir başarısı olmadan yönetmişti. En büyük başarısı takımı küme düşürmemekti.

Tabii Ankaragücü camiasında Faruk Koca’nın seveni çok, ama sevmeyeni de.

Her 2 tarafta haklı.

Çünkü Faruk Koca’nın başarıları da var, başarısızlıkları da.

Peki ne olacak? Öncelikle şunu söyleyeyim. Çok dillerde dolaşan bir konu var. Faruk Koca 3 kez küme düşürdü deniyor. Ancak gerçeğe baktığımızda Faruk Koca başkanken Ankaragücü küme düşmedi. Ankaragücü Fatih Mert ve İsmail Mert Fırat başkanlığında küme düştü.

Mesela geçen sezon adam hapis ve sağlık sorunu derken canıyla uğraşıyor. Üstelik kendisini kulüpte istemeyen birileri varken, ne kadar müdahele edebilir ki?

Faruk Koca’nın en büyük hatası o talihsiz yumruk olayı oldu. O yumruğu attığı Rizespor maçına çıktığımızda Ankaragücü 8.sıradaydı. Ankaragücü’nün o maçta hakkı yendi. Hakem Halil Umut Meler, Ankaragücü’nün fena halde hakkını yedi.

Ankaragücü o gün, o olayı yaşamasaydı. Şimdi çok çok farklı bir yerde olabilirdi. Çünkü her şey iyi gidiyordu. Camia durulmuştu. Hedef beklemeye başlamıştı. Fakat 1 maç her şeyi berbat etti.
Ama elbette maçta yaşanan o hak gaspına rağmen Faruk Koca o yumruğu atmamalıydı. O yumruk Ankaragücü’nün düşme yolunu açan yumruk oldu. Faruk Koca’da zaten bunu çok iyi biliyor. Ama haksızlığa karşı gelemedi ve sonuçta Ankaragücü için bedel ödemek zorunda kaldı.

Ve görüyorsunuz Ankaragücü halen hakemler tarafından doğranıyor. İşte Boluspor maçı ve hakem Volkan Bayarslan. Zaten normal yönettiği bir Ankaragücü maçını görmedim ben. Maçın başından sonuna kadar güven vermeyen bir tarzı vardı. İlk yarıda Cephas’ın düşürülmesine penaltı yerine, Cephas'a sarı kart çıkardı. İkinci yarıda verdiği penaltı skandaldı. Niko Schulz arkası dönüktü ve kolu doğal konumdaydı. Ama penaltı çaldı. Varga’nın düşürülmesine penaltı çalamadı. Ne hikmetse Boluspor’un penaltısına müdehale eden VAR, Varga'nın pozisyonuna müdehale edemedi. Bunların masum hata olduğunu düşünmüyorum.
Hadi bu maç kazanıldı. Ya berabere bitseydi ne olacaktı. 2 puan uçacaktı ve Ankaragücü tamamen ilk 2 umudunu kaybedecekti.

Maça gelirsek. Ankaragücü teknik direktörü Kenan Koçak akıllı bir hamleyle, deplasman taktiği ile maça başladı. Deplasman maçları için uygun olmayan ağır bir santrfor olan Bajiç'i yedek başlattı. Santrfora Cephas'ı koydu. Cephas'ın ekmeğini 2.golde yedi. Tam bir Cephas golüydü.

Kale ve savunma bloğu mevcut kadroya göre uygun bir şekilde kurulmuştu. Orta sahanın kalabalık tutulması iyi oldu. Tolga/Cem/Ali Kaan üçlüsü ile merkezde başlandı. Cem ve Ali Kaan'ın dinamizminden faydalanmaya çalıştı. Özellikle Cem Türkmen oldukça iyi bir maç çıkardı. Ali Kaan için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Ama 1.goldeki asisti güzeldi. Tolga standart oyununu oynadı. Burada bir tek Efkan Bekiroğlu'nun sol kenarda oynamasına itirazım olabilir. Geçmiş maçlarda da bunu denedi. Ama Efkan Bekiroğlu bu bölgede verimli olamadı.

Maça hızlı başlayan Ankaragücü, Varga ile 1-0 öne geçti. Ardından Schulz'un güzel asistiyle Cephas durumu 2-0 yaptı. Ancak 2-0'a rağmen Ankaragücü'nün kolay maç kazanacağına dair bir beklentim hiç olmadı. Çünkü rakip oyun disiplininden hiç kopmadan oynayan klasik bir 1.Lig takımıydı. Nitekim ilk yarı da 2-1 bitti. Boluspor'un golünde Kitsiou'nun topu kaptırması ve yerini kaybetmesi golü getirdi.

Boluspor 60 dakika boyunca Mukairu kanadından geldi. Kitsiou burada yetersiz kaldı. Osman'ın desteğiyle oynadı. Varga çok yardıma gelemedi. Nitekim penaltı öncesi de yine top o bölgeden ortalandı. Komik penaltının ardından artık Ankaragücü'nün gol çabası vardı. Gol uzatmalarda Dorin Rotariu'nun biraz da şansa attığı golle geldi ve çok çok zor bir deplasmandan 3 puanla dönüldü.

Maç sonu takımın taraftara geldiği anlarda, taraftarla arası bozuk olan Efkan Bekiroğlu'nun formasını çıkarıp, taraftarlara vermesi aradaki gerilimi biraz azaltmıştır diye düşünüyorum.

Bu galibiyet camiaya morak oldu. Üstelik bu galibiyetin sanki Ankaragücü üzerine bir operasyon çekildiği izlenimini aldığım bir maçta gelmesi daha da anlamlı. Maç sonu kulüp yönetimin hızlı reaksiyon gösterip tepki koyması iyiydi. Ama böyle yumuşak tepkilere hakem camiasında kimse aldırış etmez. Daha vurgulu tepkiler koymak gerekli diye düşünüyorum.

Şimdi cuma günü oynanacak Manisa FK maçının önemi bir kat daha arttı.