Öncelikle maç öncesi olaylara değinmek istiyorum.
Sokaktan geçen Ankaragüçlü 5 yaşındaki bir bebeye "Ankaragücü'nün gündemi nedir?" diye sorsanız, sana vereceği 4 cevap vardır.
1- Yönetim istifa.
2-Takımdaki stoper sorunu.
3-Takımdaki golcü sorunu.
4-Taraftar gruplar arasındaki iç çekişmeler diyecektir.
Yani tribün grupları arasındaki sorunun bu boyuta geleceği bekleniyordu. Herkesin de bildiği gibi Sakaryaspor deplasmanına giden taraftar grupları arasında bir dinlenme tesislerinde kavga çıktı ve sonrasında yaralananlar oldu.
Ankaragücü gerçek sevenleri için gönül kapısıdır. Büyük bir sevdadır. Ankaragücü'nün gerçek taraftarı geçmişte, rakipleriyle Ankaragücü için kavgalar etmiş, savaşlar vermişlerdir. Hem de sağlam, ve sert kavgalar yapmışlardır. Bunlara özellikle 80'li yıllarda bende bizzat şahidim. Ama bu kavgalar Ankara için, Ankaragücü için yapılmıştır. Ankaragücü sevdalılarının birbirleriyle bu denli bir kavgaya tutuştuklarını tarihte ilk kez gördüm.
Biz sokakta yürürken, karşımızda kaşkollu bir Ankaragüçlü gördüğümüz zaman kardeşimizi veya çocuğumuzu görmüş gibi olan bir nesilden gelen Ankaragüçlüleriz. Bu arma için çok fedakarlık yaptık. Her Ankaragücü taraftarı bireyde eminim ki Ankaragücü için çok fedakarlık yapmıştır.
Ama aynı gemideki insanların birbiriyle kavgası bizim gibi gerçek Ankaragüçlüleri çok üzmüştür.
Bu işin sulha döndürülmesi lazım. Çünkü bu iş kendinize olduğu kadar, Ankaragücü kulübüne de zarar vermektedir.
MÜCADELE GÜCÜ ARTINCA PUAN GELDİ
Ankaragücü'nün, Sakarya deplasmanından 9 kişi kalmasına ve hakem heyetine rağmen puanla dönmesi sevindirici. Doğrusu bu kadar art niyetli bir hakem heyeti, VAR heyeti ve rakip karşısında son bölümde 9 kişi kalınmasına rağmen getirilen 1 puan altın değerindedir. Bu puan sezon sonunda belki de Ankaragücü'nü kurtaracak, Sakaryaspor'u düşürecektir. Onu zamanla göreceğiz.
Gelinen noktaya baktığımızda, şunu ifade edelim ki, yaşanan bu tablonun, puan durumundaki kötü mevkinin sorumlusu teknik direktör Mustafa Dalcı değildir.
Mustafa Dalcı'nın bu kaos ortamına gelmesi, camianın kabul etmediği bir isim olarak görevi kabul etmesi doğru olmayabilir. Yanlış tercih olabilir. Ama gelinen noktada sorumluluk tamamen başkanda, yönetimde ve sezon başından bu yana yapılan transferleri, kadro planlamalarını kim yaptıysa onlardadır.
Mustafa Dalcı transferin bitimiyle gelen bir teknik adam ve 2 maça çıktı. Karagümrük maçında silik bir Ankaragücü vardı. Ama Sakaryaspor maçında mücadele gücü yüksek, rakibiyle kora kora oynayan, mücadeleden kaçmayan, sonuna kadar puan için vazgeçmeyen bir Ankaragücü izledik..
Bu mücadele gücü bize kalan 13 maç için umut verdi.
Açıkça şunu ifade edeyim tüm camia, Karagümrük maçından sonra "bu takım artık düşer!" moduna girmişti.
Çünkü bırakın iyi oyunu, takım mücadele etmiyordu, mağlubiyeti kabulleniyordu. Ama Sakarya'da en azından mücadele gördük.
Futbol kalitesine hiç girmeyeceğim. Bu kadro planlaması ve yapısıyla kaliteli futbol filan kimse beklemesin. Ama en azından mücadele edilirse, biraz olsun umutlar yeşerir. Mustafa Dalcı, Adana Demirspor ve Sakaryaspor'daki performanslarıyla, bize burada da savaşan bir takım yaratabileceğini gösterdi.
Bu maçın özelindeki eleştirim, böyle bir deplasmanda Owusu/Cephas ikilisiyle başlansa acaba erken sonuç alınamaz mıydı budur.
HAKEMLER ANKARAGÜCÜ'NE KARŞI ART NİYETLİ!
Hakemlere ve VAR'cılara baktığımızda ortada tam bir facia vardı. Yenen 2 golden önce de topun çizgiden çıktığı söyleniyor. Bununla ilgili net bir şey diyemeyiz. Ama özellikle 2.golde top çıkmış gibi görünüyor. Bu da sonuca tesir etti.
Hakem Alpaslan Şen'in kart pozisyonlarında yanlış değerlendirmeler yaptığı bir gerçek.
İkinci yarının başında Cephas'ın rakibin bileğine basmasına kırmızı çıkarsa kimse bir şey diyemezdi.
Kırmızı çıkabilirdi, sarı verdi. Ancak o pozisyondan sonra tamamen Sakaryaspor'a dönen bir hakem vardı. Takdir haklarını ev sahibine yönelik kullandı.
Cephas ve Owusu'nun atılmasında Kahraman isimli futbolcu pozisyonların kahramanı! Bu oyuncunun asla meslektaşlarına saygısı yok. Kazanmak için her yol mubah anlayışını kendisine benimsemiş. Cephas'ın müdehalesinde kendini öyle bir yere atışı vardı ki, sanırsın Mike Tyson'dan yumruk yemiş. Owusu'nun atılmasında ise Mustafa Dalcı'nın maç sonu söylediğine bakılırsa ırkçı bir söylem kullanmış. TFF bunu derhal incelemeli ve oyuncu hakkında gerekli işlemleri başlatmalı. Artı Owusu'nun kafasıyla itnesinde de yine acayip güzel rol yaptı. Kahraman Demirtaş kardeşim dün gece tam anlamıyla oskarlık bir performans sergiledi. Kendisi derhal Hollywood'da bir rol kapmak için girişimlere başlatabilir.
Şu artık kesin ve netki hakemler Ankaragücü'ne karşı art niyetliler. Geçen sezon takımın düşmesinde etkendiler. Bu sezon da takım bu cendereden derhal kurtulup kendini yukarı doğru atmazsa, yine hedef takım olur ve Ankaragücü'nü yemeye çalışırlar.
O nedenle bu tehlike bölgesinden derhal uzaklaşmak gerekiyor.
Bandırmaspor maçına bu amaç ve motivasyonla çıkmak lazım.
OWUSU SEN NEYİN KAFASINI YAŞIYORSUN!
Tabii burada Kwabena Owusu ile ilgili de bir şeyler yazmak gerekir. Bu oyuncunun disiplinsizliklerini kulüpteki herkes bilir. Ülkesine gidip dönememesi, başka yaptıkları içinde masum kalan disiplinsizlikler. Owusu'nun futboluna bir şey diyemem. Ama zihniyetini değitirmesi lazım. Oynadığı 3 maçta 2 kırmızı yiyor. 2'side kafa atmadan dolayı. Kafa atıyorsun ama, sen neyin kafasını yaşıyorsun kardeşim?
Haklı olabilirsin. Ama rakipler seni çözmüş, hakemler huyunu biliyor. Sen ne yapmaya çalışıyorsun?
Akıllı ol! Bu takımın sana ihtiyacı var.
Sonuç olarak 9 kişiyle zorlu bir deplasmandan puanla dönüldü. Bakın camia çok dağınık. Ama toparlanmak lazım. Çok kritik bir Bandırmaspor maçı var. Bu sezon bu futbolcularla bitecek. O nedenle bu maçta futbolculara maç öncesi moral verilmeli. Destek verilmeli.
Sonra bir toparlanma süreci yaşanacaktır.
Bugün Ankaragücü yönetimi toplanacak (18 Şubat). Bu toplantıya farklı anlamlar yüklemeyin. Bu toplantı 1 hafta önceden planlanan bir toplantı. Ne karar çıkar bilmiyorum. Ama inşallah olaganüstü kongre kararı çıkar da camia biraz rahatlar.