Ama bırakmadılar.
Artık çok geç kaldık!
Bu takımı, buralara getiren kuşkusuz Faruk Koca ve görev verdikleridir.
Son vurgun devre arası transfer döneminde yapıldı. Tek şans oydu. Ama o şansta göreve getirilen Emre Yıldız tarafından heba edildi. Emre Yıldız göreve geldiğinde takım şampiyonluk potasındaydı. Bugün düşmek üzere.
Son bir şans olarak Mesut Bakkal’a sarıldılar.
Ama o da 16.günde patladı!
Evet bugün Mesut Bakkal’a kızacak çok konu var. Ama inanın kızılacak son kişi odur.
Bu kadroyu o kurmadı, planlamayı o yapmadı, o çalıştırmadı.
Ama elbette ona eleştirimiz olacak.
Bir kere Ankaragücü’nü hiç izlemeden ezbere gelmiş buraya.
Manisa’da maç sonu futbolcuları bombaladı, ağır ifadeler kullandı. Bütün suçu onlara attı.
Oysa takımı tanısaydı bilirdi. Bu takım zaten sezon başından bu yana böyle.
Sezon başından bu yana; ruhsuz, isteksiz, güçsüz…
Eğer Mesut Bakkal isimlere değil, geçmiş maçlara baksaydı, buraya asla gelmezdi. Zaten ilk çıktığı Gençlerbirliği maçından sonra da “oyuncular isim olarak iyi isimler” demişti.
Yani Mesut Bakkal’ın isyanı boşa.
Mesut Bakkal, konuşmak yerine, takımını tanımaya çalışsaydı bugün kendisi de rahat ederdi, bizde.
Mesut Bakkal, mantıklı bir oyun tarzı benimsemedi. Yanlış kadro ve stratejiyle maçlara başladı.
Biz dedik ki, bu takım hücum oynamaz. Defansif oynayıp, kazanmak için değil, “kaybetmemek” için sahaya çıkacaksın.
Geldiğinden bu yana her maça 1 puan için çıksa alırdı.
Oysa o ful hücumcu kadroyla maçlara başladı. Savunman elek olmuşken, deplasmanda Laura, Rotariu, Cephas ve Owusu ile aynı anda başlamak intihar etmek demektir. Yapması gereken orta sahayı kalabalık tutup, topun daha orta sahadan kaleye gelmesini önlemek olmalıydı. Çünkü berbat savunma performansıyla her gelen top gol oluyor.
1 tane genç oyuncu oynatmadı. Miraç’ı, Hasan Nazarov’u, Ersu’nun yerine Görkem’i oynatsaydı, en azından takım bir direnç gösterirdi. Gerçi gelen hiçbir hoca, son dönemde sakat olan Sıraç ve bu gençleri görmedi.
Gelinen noktada sonuç: 4 maç, 3 yenilgi, 1 beraberlik.
Geçmiş olsun.
Şu Manisa maçına gerçekten yazacak bir şey yok.
Ruhsuz bir oyuncu topluluğu vardı sahada.
Ve ilk kez adil maç yöneten bir hakemle oynandı maç.
Buna rağmen yenildiler.
Bu yazıyı okuyan arkadaşlar. Bu kulübün sorunu belli.
Bilinçli olarak borçlandırılan, kötü yönetilen, başarısızlığın kitabını yazan bu ekip, Ankaragücü’nden elini çekmeli. Faruk Koca ve İsmail Mert Fırat artık bırakmalıdırlar.
Çekilirken de Mert Çetin, Riad Bajiç, Erten Ersu, Rakoczy, Laura gibi adamları yanlarında götürmelidirler.
Bizim bu hayatta bir tek Ankaragücü’müz var. O Ankaragücü şu an komada. Bunun sorumluları bellidir.