Derbiler yerel bazda şehre heyecan ve enerji veren maçlardır.
Başkent’de Ankaragücü ve Gençlerbirliği yaklaşık 100 yıldır tatlı bir rekabet içindeler.
Bu hafta da 2 kulüp Başkent derbisinde karşı karşıya geldiler.
Ancak maalesef bu maça derbi demeye bin şahit ister!
Öncelikle ev sahibi Gençlerbirliği olması nedeniyle tribünlerde bir Gençlerbirliği ağırlığı olması gerekiyordu.
Ama boş tribünlerde oynandı maç
Gelenlere saygısızlık etmek istemem. Sözüm elbette onlara değil. Ama Gençlerbirliği taraftarı eğer bu maça gelmeyecekse hangi maça gelecek?
Öte yandan Gençlerbirliği yönetimi hatırladığım kadarıyla geçen sezon oynanan Trabzonspor kupa maçında kale arkasında Trabzonsporlu taraftarlara, neredeyse o tribünün yarısı kadar yer vermişlerdi. Ama Ankaragücü’ne artışı 210 kişi ile sınırlı tuttular. Neden Ankaragücü’ne gelince cimri davranıldı bunu anlayamadım.
Sahaya bakıyorum. Koskoca derbinin ismine yakışmayacak bir futbol var ortada.
Özellikle maçın ikinci yarısı gerçekten zaman kaybı. Zaten 1.Lige düşmüşsünüz raiting azalmış. Bir de kötü futbol olunca nasıl bu derbinin alıcısı olacak?
Oluyor mu bu?
Ankaragücü’nde daha kaliteli ayaklar var elbette. Ama bunu sahaya yansıtamadılar. 15 ve 30.dakikalar arası Ankaragücü’nün iyi futbolu ve pozisyonları var. Ama pozisyonlar kaleci Erhan Erentürk’e takıldı. Maçın adamı kesinlikle 2 açıdan Erhan Erentürk. Hem maçı aldı, takımına kazandırdı, hem de ikinci yarıda maçı yavaşlattı öldürdü! Saymam mümkün değil. Ama bilemiyorum futboldan ve bizim zamanımızdan acaba kaç dakika çaldı!
Ankaragücü için deplasmanlarda hep aynı film izleniyor. Ankaragücü pozisyonlara giriyor ama atamıyor. Sonunda yiyor ve kaybediyor.
Bu film vizyona gireli çok oldu. Keşke bir bitse artık da, bizde rahat etsek. Zira 13 maç oynayıp 6 yenilgi alan takım için şampiyonluktan söz edemeyiz.
Her deplasman bir kabus! Üstelik ligin geride kalan kısmında daha bir çok zor deplasman maçı oynanacak.
Devre arasında kadar yukarıdan kopmamak lazım, transferle takım yukarı doğru ivme yakalayabilir diye düşünüyoruz. Ama her hafta yukarıdan biraz daha uzaklaşıyoruz.
Oysa Milli aradan önce takım yukarı doğru bir ivme yakalamıştı. Ama aranın ardından ligdeki 6.yenilgi geldi.
Bu maç benim bu güne kadar izlediğim en kötü derbi olabilir.
Maçın özetine bakıyorsunuz yayıncı kuruluş sadece 2 dakika yer ayırmış. 2 dakikada 5 pozisyon var. Demek ki kayda değer bir şey yok!
Bir Ankaragücü-Gençlerbirliği derbisi şehirde bu kadar ses getiriyorsa, o zaman şapkayı masaya koyup uzun süre “Biz nerede hata yaptık” diye düşünmek gerekli.
Peki 13 maçta 6 yenilgi alan bir takım şampiyon olabilir mi? Bence olamaz…
Dikkat edilmeli sezon elden uçup gitmemeli.
Kenan Koçak, başarılı veya başarısız bu tartışılır. Ama bu alternatifsiz kadroyu kimin eline verseniz, bundan daha iyisini yapacağına da inanmıyorum ben.
Evet maalesef sıradan ve vasat bir derbi oynandı. Kazanan Gençlerbirliği oldu tebrik ederim. Recep Karatepe camiasından kendisine gelen ağır eleştiri ve “gönderilmeli!” söylemlerine ragmen işini yapmaya çalışıyor. Bazı maçlarda da iyi futbol oynattığını gördüm. Bence bu kadar ağır eleştiriyi alacak bir Teknik direktör değil. Kendisine haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Ve de Recep Karatepe’de ısrarcı olunması gerektiğine inanıyorum. Ama bu maçın özelinde Gençlerbirliği’nin futbolu da kimseyi mutlu etmemiştir. Sadece büyük bir motivasyonla oynadılar. Bunun sinyalini zaten maç öncesi kenetlenmeleri ile gördük.
Maç sonu tribünlere el kol hareketi yapan bir futbolcu var. Kim olduğunu Gençlerbirliği yönetimi tespit etmiştir. Bunlar yakışmaz. Futbolcu sahada işini yapmalı. Saha dışına bakmamalı. Gençlerbirliği centilmenliği ile ön plana çıkan bir kulüp, bu tür hareketleri burada çok görmedik. Eminim Gençlerbirliği yönetimi bu konuda gerekeni yapacaktır.
Maçın hakemine gelince maçı adeta berabere bitirmek için sahaya çıkmış. 90 dakika boyunca maçı o kadar gereksiz durdurdu k! Bu kadar sakatlıktan duran bir maça 6 dakika uzatme vermek de neyin nesiydi acaba hocam? Yazık Türk futboluna!
Son olarak bir konuya değineyim. Gençlerbirliği taraftarının son dönemde Ankaragücü’nün İstanbul’da kurulduğu için bir göndermesini sık sık görüyorum. Bu maçta da gördüm. Buna inanın Ankaragücü camiasında kimse takılmaz, bunun bilinmesini isterim. Çünkü Ankaragücü, İstanbul’dan Ankara’ya Kurtuluş Savaşı mücadelesi için, Atatürk tarafından gönderilmiştir. Ve o yolculukta şehitler ve gaziler verilmiştir. Buna göndermeye Ankaragücü camiasında takılan kimse olmaz. Tam aksine bizler bundan dolayı şeref duyarız.
Ankaragücü, İstanbul’da kurulan, Ama Ankara’da Ankaragücü olan ve Türk futbolunun zamanla en büyük kulüplerinden birisi haline dönüşen nevi şahsına münasır bir kulüptür.