Maç öncesi "Al sana 1 puan" deselerdi direkt kabul ederdim. Ama maçta oynanan oyuna ve kaçan gollere bakınca üzülmemek, hatta kahrolmamak elde değil.
Maç öncesi Haber Ankara ofisinde doğal olarak maçı konuşuyorduk. İstanbul'dan gelen misafirimiz Berkay ve Kazım Bey, Kocaelispor'un kazanacağını iddia ettiler. Serhat Bey, "Ankaragücü kazanır" dedi. Ben ise "Ankaragücü puanla döner" dedim. İddiaya girdik.
Tahminim tuttu. Mutluyum. Ama şimdi maçı kafamnda oynuyorum ve gerçekten çok üzülüyorum.
Belkide maçın ilk 60 dakikasında sezonun en iyi futbolu oynandı. Bu bölümde Ankaragücü maçı koparabilirdi.
Son yazımda da yazdım. Ankaragücü kendisinden zayıf veya güçlü, içeride veya dışarıda kimle oynuyorsa, artık bu diziliş ve bu sistemle oynamalı demiştim.
Bandırmaspor maçında bu şekilde oynanmıştı, sonuç alınmıştı.
Mustafa Dalcı basiti yaptı. Üçlü defans, dörtlü orta saha ve üçlü bir forvet hattıyla maça başladı.
Savunmada Mert/Özgür/Halil İbrahim, önlerindeki savunmacı dörtlüde Ali Kaan/Mahmut/Osman/Schulz, uçta da Dorin/Bajiç/Owusu on biriyle başlandı.
SİSTEM DİZİLİŞ UYGUN
3-4-3 dizilişiyle maça başlandı. Sistem de basitti. Savunma ve orta saha kalabalık tutulacak, rakibe boş alan bırakılmayacak, alanlar daraltılacak, takımın boyu kısalacak ve kapılan toplarda Mahmut'un, Osman'ın servisleriyle uçtaki oyuncular topla buluşturulup pozisyonlara girilecekti.
Mustafa Dalcı'nın maç sonu açıklamasında söylediği gibi, bu taktik maçın neredeyse tamamında tıkır tıkır işledi. Ankaragücü takım halinde yaklaşık 60 dakika sezonun en iyi futbolunu oynadı. Rakibe pozisyon verilmedi, net pozisyonlara girildi, goller atıldı.
İlk yarıda Schulz'un güzel ortasına Dorin'in vuruşu var auta gitti.
Ardından Osman'ın kaptığı topta Dorin ortaladı Owusu golünü attı. Yapılış bakımından çok güzel bir goldü.
Yine Dorin'in önce Ali Kaan'ın ortasına vurduğu kafa, sonrada tekrar şutu var. 1 tanesi haricinde, bu pozisyonları Ankaragücü cömertça harcadı.
İkinci yarının hemen başında VAR'dan dönen gol var. Yine kıl tüy bir çizgi çizdiler ve iptal ettiler.
Bu tür pozisyonlarda çizginin takımlara göre çekildiğini düşünüyorum. Ve yine Ankaragücü'ne özel bir çizgi çekilerek gol verilmedi.
Yaşanan bu pozisyonların hepsinin içinde Dorin Rotariu'nun olması çok ilginç. Çok efektif bir maç çıkardı Rotariu. Ve bu bölümde Kocaelispor sahada yok.
Ankaragücü takımı savundu, top kaptı, top yaptı ve pozisyon üretti...
Ancak elbette Kocaelispor'un tecrübeli teknik direktörü İsmet Taşdemir'de bir yerde oyuna müdehale edecekti.
60'dan sonra değişikliklerle oyun Kocaelispor'a dönmeye başladı. Bütün tuşlara basan Taşdemir, orta sahada baskıyı arttırıp, oyunu Ankaragücü sahasına yıktı.
İşte Ankaragücü bu bölümde şunu yapamadı. Geride boş alan bırakan Kocaelispor'a karşı toplar Cephas, Owusu ve Dorin'le sürekli buluşturulabilseydi goller gelirdi. Ama bu bir türlü yapılamadı.
Burada başka bir sıkıntı da şu oldu. Niko Schulz/Rakoczy değişikliği başta olmak üzere, Ankaragücü'nde oyuna giren hiç bir oyuncu etki yapmadı, takıma katkı vermedi. Niko Schulz sakatlık mı yaşadı, yoksa beni çıkarın mı dedi bilemiyorum. Ama o çıktıktan sonra takımın akortu bozuldu. Zaten yenen golde o bölgeden geldi. Halil İbrahim ve Rakoczy'nin orta yaptırmaları, Mert'in Marcao'ya vurdurması 3 puanı elimizden uçurup kaçırdı.
Tabii maçın finali 90+6'da ki pozisyon. Cephas zorlayarak getirdi, Dorin Rotariu'ya "buyur kardeş şu işi bitir!" dedi. Ama olmayınca olmuyor. Dorin Rotariu topu kaleciye nişanlayınca maç 1-1 bitti.
Oysa o golü atabilse, güzel oyunun sonucu hak edilen bir galibiyetle Kocaeli'den dönülecekti.
Tabii nihayetinde karşındaki rakip, bu sezon ligi forse eden ve sezon sonunda Süper Ligde yer alacak olan bir takım. Onlarla baş etmek de, o kadar kolay değildi.
Ankaragücü, Mustafa Dalcı ile takım olarak doğru yolda ilerliyor. Bu sezon başından bu yana, çorba yapılan bir takım var. Şu an takım kafa olarak hem rehabilitasyon sürecinden geçiyor, hem sistemini oturtmaya çalışıyor, hem de oyununu geliştirmeye çalışıyor.
Cumartesi rakip Iğdır FK.
Ancak taraftar desteği olmadan olmaz.
Kırgınlıkları, kızgınlıklar bir tarafa bırakmak ve takıma desteğe gelmek gerekli.