Ankaragücü'nde yeni dönem

Ankaragücü Kulübü, geçtiğimiz cuma ve cumartesi günleri inanılmaz hareketli saatler yaşadı. Kulüpte dengeler tamamen değişti. El değmemiş bir şey kalmadı. Bu dönemin ilk başlangıç maçında Ankaragücü, Çorum deplasmanında Çorum FK ile 1-1 berabere kaldı.

Yazılarımı Sporanki ve son 4 aydır Haber Ankara’da okuyanlar iyi bilirler. Yazılarımda kulüpte yaşanan ve yaşanacak olanları en duru haliyle anlatmaya çalışıyorum. Ankaragücü’nün bugününü anlamak için kısa geçmişe gitmeden olmaz.

HAZİRAN AYINDA İPLER KOPTU

Sezon öncesi Faruk Koca / İsmail Mert Fırat / Emre Yıldız üçlüsü bir masaya oturmuş ve şu kararı almışlardı. “Evet bu takım düştü. Ama yeni bir yapılanmaya gideceğiz, tekrar takımı Süper Lige çıkaracağız ve kalıcı olacağız.”

Bu amaçla Başkan Fırat, Faruk Koca’nın da mutabakatı ile Emre Yıldız ile anlaşmıştı. Emre Yıldız’da işe koyulmuş, teknik direktör olarak Kemal Özdeş ile anlaşmıştı. Ayrıca Özdeş’in onayıyla Alim Öztürk ile Sinan Osmanoğlu transfer edilmişti. İmzalar atılacaktı. Şu an Eyüpspor’da oynayan ve bu sezon Süper Ligde 16 maça çıkan Melih Kabasakal ile yüzde yüz anlaşılmıştı. Kanatlar içinde Regattin ve geçen sezon Bodumspor’un şampiyon olmasında büyük pay sahibi olan Burak Çoban ile de görüşülüyordu ve büyük oranda anlaşılacaktı. 1 santrfor, 1 kanat/santrfor özelliğinde oyuncu, 1'de sol bek düşünülüyordu.

Bodrumsporlu Musah Mohammed düşünülüyordu. Ama takımı Süper Lige çıkınca hamle yapılamadı.
Ligden düştüğü için takıma katılmak istemeyen Tolga Ciğerci ve Efkan Bekiroğlu ile yollar ayrılacaktı. 1.Ligden talibi olan Riad Bajiç konusunda karar verilecekti. Piyasası olan Cephas iyi bir rakama satılacaktı. Halen Süper Ligde Sivasspor formasını düzenli bir şekilde giyen Garry Rodrigues’e sorumluluk verilecekti. Sözleşmesi devam eden Saponara’yla 300 bin Euro ile anlaşılaşacak ve takımdan gönderilecekti. Dadashov’un transfer listesinde olduğunu düşünmüyorum. Bassagog ile ilgili ne düşündüklerini de bilmiyorum.

Temel böyle atılacak, bu iskelet üzerinden bina inşa edilecekti ve kadro yapılanmasına gidilecekti. Başkan İsmail Mert Fırat’ın kongreden önce söylediği o meşhur, "Bu sezon ligi domine edeceğiz!" söylemi, bunun üzerine söylenmişti.

KONGRE İLE İŞLER DEĞİŞTİ

Ancak yapılan kongrede Feridun Geçgel’in yönetimde ağırlığını hissettirmesi ve Faruk Koca’nın arka plana atılmasıyla işler değişti. Önce Kemal Özdeş gönderildi. Sonra da Emre Yıldız kendisine yapılan teklifi kabul etmeyerek ayrıldı. Daha sonra da Hüseyin Aytekin görevinden istifa etti.

Zaten sonrasındaki gelişmeleri uzun uzun anlatmaya gerek yok. Kongreden sonra yapılan olumlu iş sayısı yok denecek kadar azdı. Gömleğin ilk düğmesi bir kere yanlış iliklenmişti.

Teknik direktörlüğe iyi insan olan, ama iyi teknik direktör olmayan Cihat Arslan getirildi. Sportif direktörlüğe Seyit İçgül’ün getirilmesi son dönemin en yanlış görevlendirmelerinden biriydi.
Zaten ondan sonrada büyük kadro planlama hataları yapıldı. Hiçbir iletişimi olmayan Seyit İçgül’e işler bırakıldı. O da hiçbir işi bitiremedi. Takımda her şey çorba oldu!

Bir gün bir oyuncu gitti, sonra geri geldi, başkası gönderilmek istendi gönderilemedi falan filan...
Tabii sonuçta işler karıştıkça karıştı. Ligdeki istikrarsız sonuçlarla takım şampiyonluk yolundan ve havasından uzaklaştı.

En kötüsü kulüp bir manajerlik şirketine ve onun buradaki temsilcisine teslim oldu. Kulüpte cirit atan bir menajer, takım içindeki temsilcileri ile adeta koskoca 114 yıllık Büyük Ankaragücü’nü teslim aldı. Ki bazı menajerler takımın Antalya kampına kadar gidebiliyorlardı.
Bu arada camianın çok ağır bir "istifa" baskısı vardı.

RADİKAL DEĞİŞİM

Kontrolü kaybeden, Başkan İsmail Mert Fırat, bir kaçış veya bir çıkış yolu arıyordu. Hatta Faruk Koca’ya kadar gidip, adeta "beni bu işten bir tek sen kurtarabilirsin, sana pas atıyorum topa gir!" anlamında sözlerle kapıları açtığı da dilden dile konuşuluyordu. Ben bu bilgilerin hepsini öğrendikçe köşe yazılarımda bir çok yazdım ve yayınlarımızda sizlere aktardım. Faruk Koca'nın er yada geç kulüpte tekrar kontrolü ele alacağını defalarca belirttim.

İşte işlerin kilitlendiği bir dönemde, Ankaragücü'nde 20 Aralık Cuma günü birden radikal bir değişim süreci yaşandı.

1-Emre Yıldız, futbolun tek patronu olarak tekrar göreve getirildi. Futbol herşeyiyle Emre Yıldız'a emanet edildi.
2-Sportif Direktör Seyit İçgül ile yollar ayrıldı.
3-Yönetim Kurulu toplandı, saatlerce süren toplantının ardından tarihi kararlar alındı.
4-Teknik direktör Kenan Koçak ile yollar ayrıldı.
5-Yeniden görev dağılımı yapıldı. Kritik görevlendirmeler oldu.
6-Efkan Bekiroğlu, Tolga Ciğerci, Bahadır Han Güngördü ve Alper Uludağ ile yollar ayrıldı.
7-Riccardo Saponara tekrar kadroya dahil edildi.
8-Mahmut Tekdemir, Osman Çelik ve Riad Bajiç takımın yeni kaptanları oldular.
9-Maçlarda ön plana çıkmasıyla ünlü isim, kulübün emektarlarından Ferit Kemal Şenaydın tekrar takıma döndü.

KARARLAR DOĞRU MU?

Yukarıda yazdığım gibi futbol takımı inanılmaz kötü bir şekilde sevk ve idare ediliyordu. Takımda disiplin kalmamıştı. Sportif direktör etkisiz elemandı. Yerine getirilen Emre Yıldız’ı Ankaragücü camiası sevemedi, bu bilinen bir gerçek. Ama ben ilk planda takım içinde kaybolan disiplini sağlayacağını, aidiyeti tekrar arttıracağını düşünüyorum. Emre Yıldız 1.Lig şampiyonluğunda görevdeydi. O dönem takımın kimyası çok iyiydi. Takımın 1.Ligden Süper Lige çıkmasını sağlayan isimlerin başında geliyordu. Transferler konusunda geçmişte hataları oldu. Bunu zaten kendisi de kabul ediyor. Ama kulübe para kazandıran, iyi transferleri de oldu. Bundan sonraki süreçte geçmişten ders alarak daha iyi transferler yapacağına inanıyorum. Yapılacak transferlerle takım yukarı ivme sağlayabilir ve yeniden hedefe gidebilir.

Kenan Koçak beklentilerden uzak kalmıştı. Kan değişimi gerekiyordu. İstifa etmedi. Ama kritik bir kararla görevden uzaklaştırıldı. Bunun da olumlu bir karar olduğunu düşünüyorum.

Yönetim yeniden görev dağılımı yaptı. Ankaragücü Kulübü’nde 2 tane çok kritik görev vardır. Bunlardan birisi basın sözcülüğü, diğer taraftardan sorumlu yönetici pozisyonudur. Taraftardan sorumlu yönetici olarak camianın çok sevdiği, benimde belki de 30 yıldır tanıdığım, hatta yakın zamanda kendisiyle bir yayın yaptığım Zafer Akdoğan atandı. Belki de bu yönetim içinde taraftar/kulüp arasında köprü olacak tek adam Zafer Akdoğan’dır. Basın sözcülüğünü ise İsmail Can Ocak devraldı. Sincan’daki başarılı çalışmaları ile tanıdığımız İsmail Can Ocak adeta ateşten gömlek giyen bir isim oldu.

İsmail Can Ocak’da Hüseyin Aytekin’den sonra bağı kopan Medya/Kulüp arasındaki bağı yeniden kuracaktır. Kendisi iletişime açık ve ılmlı bir bir yönetici profilidir. Medya camiasında var olan bazı kırgınlıkları da çözerek, kulübün medyaya kapılarının yeniden açılmasını sağlayacaktır. Ayrıca taraftardan sorumlu yönetici olarak büyük fedakarlıklarla görev yapan, maddi ve manevi çok yıpranan Elvan Akdeniz’de çok özel bir göreve atandı. Elvan Akdeniz’in ne kadar fedakarca çalıştığına bizzat şahidim. Özellikle TUSAŞ saldırısından sonra oynanan Kocaelispor maçındaki ambiyansta büyük emeği vardır. Kendisi de özel bir göreve atandı. Tebrik ediyorum.

İstifa etti. Hukuksal olarak durum nedir bilmiyorum. Ama yeni yapılanan yönetimde Hüseyin Aytekin'i de görmeyi çok isterdim. Şu an camiayla kulüp arasındaki bağı kurabilecek tek adam Hüseyin Aytekin. Kongreden hemen sonra bazı takıldığı konular vardı. Son yapılanmayla bunların biraz azaldığını düşünüyorum. O yüzden bir hamle de Hüseyin Aytekin'le gelirse çok mutlu olurum.

Kadro dışılardan Alper ve Bahadır’ın olaylarını bilemiyorum. Fakat Efkan ve Tolga ile ilgili kararı çok olumlu buluyorum. Zaten Manisa FK maçından sonra ben yayında söyledim. Artık bu işin bir an önce bitmesi ve bu 2 oyuncunun kulüpten ayrılmaları gerektiğine inanıyordum. Bu kararı da çok olumlu buluyorum.

Riccardo Saponara maliyetli bir isim. Geçmiş ekip oyuncuyu ne gönderebildiler, ne de satabildiler. Bu nedenle bu oyuncudan faydalanmak gerekiyordu. Kadroya dahil edilmesini olumlu buluyorum. Devre de ya satılır, ya da artık sezon sonuna kadar faydalanılır.

Ve son olarak yeni kaptanlar mevzusu. Mahmut Tekdemir tecrübesiyle abilik edebilecek bir isim. Osman Çelik ise zaten hem sahada, hem de kenarda katkı verecek bir isim.

SABIR KALMADI AMA ZAMAN TANINMALI

Sonuç olarak şuna inanıyorum. Mevcutta yeni görevlendirmelerle başa gelen yönetim kadrosu ve idari kadro asla bir önceki kadar dağınık, savruk, iş bilmez olamaz. Ankaragücü’nün bir rehabilitasyon sürecine gireceğini düşünüyorum. Bunu yaşayarak göreceğiz. İnşallah her şey daha iyi olur ve artık inşallah bu yaşadıklarımız bir son bulur.

Uzun zamandır Olağanüstü kongre kararı alınması gerektiği fikrini savunuyorum. Bunu "istifa boşluk yaratır, kongre olmalı" diyerek üzerine basa basa yazıyorum. Kulüpte olağanüstü kongre kararı alınıp, yenilemiş bir yönetimle yola devam edilmesi gerektiğine inanıyorum. Böylece kim aday olacak, kim aday olmayacak, kim arkadan gazlıyor, kim boşa kürek çekiyor görmüş oluruz. Ancak şu aşamada lig bitmeden kongre filan yapılmaz.

Taraftarın, hakaret içermeyen demokratik tepkisine de saygı duyuyorum. Zaten bugün ülkenin en önemli 4 kulübünden 3'nde tıpkı Ankaragücü gibi "Yönetim istifa!" sesleri var. Ama hakaretli tepkiyi kim olursa olsun onaylamam.

Eğer kongre olmayacaksa radikal bir değişim yaşayan, yeni yapılanan yönetime, idari kadroya ve teknik heyete zaman verelim. Bakalım durum ne olacak. Geçmişte yapılan hatalardan herkesin ders aldığını düşünüyorum. Şimdi geçmişi bir tarafa bırakıp, destek verilmesi zamandır. Ondan sonra neler yaşanacak hep birlikte göreceğiz.