Ankaragücü'nde hedef değişti ve kendine oynayan Owusu!

Ankaragücü için yazacak ne kaldı bilmiyorum. Her geçen hafta daha kötüye giden bir durum var ortada.

Yeni transferlerle takım düzelebilir diye umudumuz vardı. Ama tam tersi bir durum ortaya çıktı.
Kadro planlamasının hatalı veya yanlış olduğunu defalarca yazdım. Ama aşağıda vereceğim örnek bile, takımdaki yapılanma hakkında bizlere çok güzel örnek vermekte.

Aşağıda yazacağım kadro, sezonun ilk yarısında Ümraniyespor maçında oynayan kadro.

"Bahadır Han Güngördü, İsmail Çokçalış (Dk. 46 Hayrullah Bilazer), Mert Çetin (Dk. 86 Hasan Nazarov), Diogo, Abdurrahim Dursun (Dk. 81 Kitsiou), Ali Kaan Güneren, Osman Çelik (Dk. 46 Bajic), Efkan Bekiroğlu (Dk. 71 Cem Türkmen), Bassogog, Rodrigues, Dadashov"

Şimdi bir de İstanbul’da oynanan Ümraniyespor maçındaki kadroya bir bakalım.
"Ertaç Özbir, Diogo, İsmail Çokçalış, Mahmut Tekdemir (Dk. 23 Cem Türkmen), Hayrullah Bilazer, Rakoczy (Dk. 28 Schulz), Dalcio, Varga (Dk. 70 Bajic), Saponara, Rotariu, Owusu."

TAKIM KİMYASI BOZULMUŞ

Görüldüğü gibi; sezonun ilk yarısında Ümraniyespor ile oynanan maçla, ikinci yarıda Ümraniyespor arasında oynanan maç kadrosuna baktığımızda kadroda büyük değişimler görüyoruz.
Takımın kimyasıyla oynanmış.

Bu kadar ayarı bozulan bir kadrodan sonra teknik direktörden başarı beklemek de doğru değil. O yüzden Kemal Özdeş'e hak vermekle birlikte, Ümraniyespor maçının kadrosunun, değişikliklerin ve hamlelerin yanlış olduğunu söylemek istiyorum.

Maça başlayan 11'e baktığımızda; eğer Niko Schulz oynayabilecek durumdaysa neden tercih edilmiyor?
Haftalardır, hatta aylardır verimsiz Varga neden ilk 11’de? 6 yabancı oynayacaksa Schulz ilk 11'de yer almalı, Varga yedek kalmalıydı.

Maç önü yapılan sakatlık açıklamasında İstanbul’a götürülen Kitsiou’nun adı yok. Düzeldiyse neden kadroya yazılmadı. Bajiç yerine Kitsiou yazılabilirdi. Çünkü Osman Çelik ve Ali Kaan Güneren’in olmaması nedeniyle takım aşırı yumuşak kalmıştı. Temaslı oynayan oyuncu yoktu. Bir tek Kitsiou temaslı oyuna uygundu. Eğer Kitsiou'nun sakatlığı düzelmediyse o zaman, açıklamada onun da adı olmalıydı.
Gelelim değişikliklere Mahmut Tekdemir sakatlandı, o arada takım çuvalladı. İlginç bir şekilde Dalcio Gomes bir süre stopere geçti. Ve ilk 20 dakika rakibe göre iyi oynayan Ankaragücü durdu, orta saha rakibe bırakıldı ve teslim bayrağı çekildi.

Hemen müdehale edilerek Rakoczy/Niko değişimi yapıldı. Niko sol beke, Hayrullah sağ beke, İsmail stopere geçti. Takımın ayarı bozuldu. Bu hamleyle de orta saha tamamen kaptırılmış oldu. Oysa Rakoczy o kadar kötü oynamıyordu. Onun yerine Varga çıkarılmalıydı. Maç rakibe dönmüştü. Artık belli bir oyun şablonuna bağlı kalmak doğru değildi. Orta saha kalabalık tutulabilir, hücum hattı Owusu/Rotariu ile oluşabilirdi.

Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenince takım bozuldukça bozuldu.

Birazda rakip baskı yapınca, Ankaragücü kronikleşen hataları yapmaya başladı. Ringte yumruk yiyen boksöre döndü.

Bu arada orta sahada toplara iyi vuran Benny’e de önlem alınmadı. Adam 2 şut çekti, 2 gol geldi.!
1-1’den sonra maçın bitiş düdüğüne kadar Ankaragücü sahada yoktu! Maç rakibe bırakıldı. Buna ikinci yarıda hakemin saçma sapan kararları da eklenince, çekilmez, berbat bir maç izlemeye başladık.
Şahsen maçı zor bitirdim.

1-1’den sonra izlenecek bir tek şey yoktu. Ne bir hücum vargasyonu, ne gol denemesi, ne şut!
Üstelik bir de 90 dakika Kwabena Owusu’nun saçmalıklarını izledik. Maçın başından sonuna kadar kendine oynadı.

Aldığı her topu kendi kullandı, hiç pas düşünmedi, boş pozisyondaki arkadaşlarına pas vermeyi düşünmedi. Maçın finalinde de klasik, kendine özgü disiplinsizliklerinden birini yaptı. Saçma sapan bir hareketle kırmızı kart gördü. Şimdi 2 maç yok.

Zaten takımın bir atımlık barutu vardı. Bu Owusu gibi disiplinsiz bir Afrikalıyla mı doldurulmalıydı?
Bu adamın geçtiğimiz dönemde yaptıklarını ne çabuk unutuldu...

Sonra o Cem Türkmen'in halleri neydi? Resmen maçı jogging temposuyla oynadı. İnsanlar senden bir şey bekliyor, sahaya sürüyor. Böyle mi oynaman lazım! Arma için biraz fedakarlık yapınsana arkadaşım!..
Aylardır santrfor bekleniyor. Halen kurtarıcı olarak Bajiç sahaya sürülüyor.
Aylardır stoper bekleniyor. Mahmut sakatlanıyor, sahaya sürecek stoper yok.
Alınan oyuncular ne hikmetse antrenmanda sakatlanıyor.

Hanusek’in Gençlerbirliği’ne etkisine bak, Halil İbrahim’in Ankaragücü’ne etkisi bak!
Bu takım nasıl toparlanır bilemiyorum.
Ama benim Süper Lig filan düşüncem kalmadı.

TRANSFER GAZETECİSİ DEĞİLİM

Tranferler sürekli soruluyor. Bende bildiklerimi yazmaya ve söylemeye çalışıyorum. Arkadaşlar transfer gazeteciliği farklı bir şey. Onu İstanbul'daki 8-10 kişi Twitter'da yapıyor. Transfer elbette gazeteciliğin kaymağı, ama vitrini değil. Gazetecilik sahada yapılıyor. Ben muhabirlik yapıyorum, röportaj yapıyorum, köşe yazarlığı yapıyorum, fotoğraf çekiyorum, canlı yayın yapıyorum, bant yayın yapıyorum, reels yapıyorum, Elimden geldiği kadar şehrin sporuna hizmet ediyorum.

Biliyorsunuz transferleri Ankaragücü'nde Emre Yıldız yapıyor. Emre Yıldız ile en son Ames SF maçından sonra bir görüşmem olmuştu. (12 Ocak) Bunun dışında kendisiyle görüşmedim. O yüzden Ankaragücü'ndeki transfer gelişmelerini ben Emre Yıldız'dan almadığımı ifade edeyim. Benim haber kaynaklarım farklı. Bazı insanlar bir yerlere gelene kadar farklı davranırlar, ama istedikleri yerlere gelince birden değişiverirler. Ankaragücü'nde bu durum hep böyle olmuştur. Ama şunu hatırlatayım. Ben şahsen önce taraftar, sonra da medya mensubu olarak yaklaşık 45 yıldır bu camianın içindeyim. Ömrüm yetene kadar olacağım. Bu camiadan çok başkanlar, yöneticiler, teknik direktörler, futbolcular geldi geçti. Ama biz hep burada kaldık. Nurettin Çarmıklı yazdığı kitabını imzalayıp bana göndermişti. Rahmetli Cemal Aydın'da aynı. Yani herkes gidecek biz yine burada kalacağız.

Sonuca bağlayalım. Lige şampiyonluk hedefiyle başladık, sonra ilk 2'den çıkabiliriz dedik, play - off dedik, play - off bile olmaza geldik ve gelinen noktada artık ben diyorum ki; şu anki görüntü de kümede kalmak bu sezon için başarıdır...

Bundan sonraki hamleleri hep birlikte izleyeceğiz...