Takım adeta kendini standarda bağlamıştı.
İyi başlıyor, iyi pozisyonlara giriyor, ama kalite eksikliğinden dolayı pozisyonları kaçırıyor, sonra temposu düşüyor, bireysel hatalar yapmaya başlıyor ve en sonunda da yenen basit gollerle sahadan mağlup ayrılıyordu.
Bu arada tabii ki arada hakemler de bazı maçlarda Ankaragücü'nü doğramaya devam ediyorlardı.
İşte geçmiş haftalarda yaşanan bu senaryo Boluspor maçında da yaşandı.
Ankaragücü iyi başladı, Osman ve Bajiç'le net 2 pozisyon kaçırdı, Dorin Rotariu'nun şutları auta gitti ve ardından da yine bireysel hatalarla 2 gol yedi.
Sonrasını yazmaya çalışacağız..
KADRO HÜCUMA DÖNÜK
Kadrodan başlayarak gidelim. Ertaç Özbir ve Dorin Rotariu'nun takıma katılmaları aslında hepimizi umutlandırmıştı. Bu ikilinin takıma artı değer katacağı muhakkaktı. Ancak savunmada yine sıkıntılar yaşayacağımızı ve gol bölgesinde yine etkisiz kalacağımızı biliyorduk.
Tamamen hücumcu bir 11 vardı sahada. Mesut Bakkal, bu ligin temel stratejisi olan; "Sağlam defans yap, önce golü at, sonra yat" düşüncesiyle çıkmamamış maça. Orta saha ve hücum hattında rakibi karşılayacak sadece Osman Çelik vardı. Diğerlerinin tamamı, top ayağındayken bir şeyler yapmaya çalışan oyunculardan kuruluydu. Özellikle de Owusu'nun 10 numara pozisyonunda oynadığını gözlemledik.
Ama yine üretimsizlik sorunu yaşandı.
Henüz maçın başında Osman Çelik boş pozisyonda kaleyi düşünmek yerine, Bajiç'e topu çıkardı. Tank gibi ağır olan Bajiç'de topu kaleye yuvarlayamadı.
İşte o anda, bu takımı tanıyan tüm taraftarlar, daha sonra olacakları biliyorlardı.
Ardından kaptırılan topta gol geldi. Golü sonra incelediğimde, yine savunmada kademe anlayışının olmadığını ve çabukluk eksikliğini gördüm.
Penaltı pozisyonu ise yine bildik bir Türk hakem fiyaskosuydu. Hava topuna çıkan oyuncu bilemiyorum elini koluna nereye koyacak. El veya kol mecburen yükselirken açılır ve Osman Çelik sırtı dönük topla ilişkisi yok. Bu pozisyona VAR'dan penaltı verilmesi gerçekten çok büyük hata. Ama o malun yumruk olayından sonnra bütün bunların Ankaragücü'ne yönelik kasıtlı yapıldığına inanıyorum ben.
2-0'DAN SONRA REAKSİYON VERDİLER
Bu maçta, uzun zaman sonra 2-0'dan sonra reaksiyon veren bir Ankaragücü gördüm ben.
Belki de bu sezon ilk kez takım bir duruş sergiledi. "Biz bu maçı kazanacağız" veya en azından "Kaybetmeyeceğiz" dedi. Bunu bizlere hissettirdi.
Sahanın her alanında basmaya çalışan, pres yapan, ikili mücadeleye giren, rakiple kora kor boğuşan oyuncular izlemeye başladık.
Tabii bu yapılırken, futbol kalitesi olarak üst düzey bir futbol oynandığını söyleyemeyiz. Sadece orta alan bölgesinde, Boluspor takımının müsade ettiği oranda iyi pas trafiği sağlandı. Ama bu pas trafiği hücum bölgesinde bir türlü görülmedi. Bu nedenle üretkenlik olmadı.
Bu bölümde devre sonuna kadar Dorin Ratoriu'nun üst düzey bir performans sergilediğini söylemeliyiz. Zaten onun getirip attırdığı olağanüstü bir gol var. İşte o gol takımın maça tutunmasını sağladı.
Zaten basın toplantısında da Boluspor teknik direktörü Yalçın Koşukavak özellikle bu gole vurgu yaptı ve golün kendileri için kötü olduğunu belirtti.
2-2'ye gelen gol de Cephas'ın sürati işe yaradı. Cephas vuruş olarak iyi bir vuruş yapamasa da, süratini kullandı ve durumu eşitledi.
Aslında gol iyi bir dakikada gelmişti. Ama sonuç değişmedi ve 2-2'ye razı olduk. Owusu'nun son dakika kaçırdığına da bir ayrı üzüldük.
Şu maç kazanılsa, belki de bu sezon kurtarılabilirdi. Ama işte olmayınca olmuyor...
SON 4 HAFTA BİRAZ SAKİN!
Şimdi geride sadece 4 hafta kaldı. Bu hafta da rakip Manisa FK. Bu maç önemli mi önemli. Ama öyle final maçı gibi anlamlarda yüklemek doğru değil. Zaten Ankaragücü ne zaman final maçı moduna girse maç alamaz. O maçtan sonra da geriye 3 maç kalıyor. Yani her maç ayrı önemli. Daha köprü altından çok sular akar.
Şimdi önümüzde çok önemli bir süreç var.
Bu süreç çok kritik.
Bu süreçte şahsım ve kurumum adına bana da bir görev düşüyor.
Bundan sonra takıma odaklanmak lazım. Başkan adaylarından Ercüment Tekin ve Murat Ağcabağ ile daha önce planlanan birer yayın yapmıştım. Bu hafta da planladığımız ve çok ses getirecek bir yayınımız olacaktı. Ama yaşanan zorlu süreçten dolayı bunu iptal ediyorum. Takım kümede kalmayı garantilesin yine kritik isimlerle ve başkan adaylarının hepsiyle yayın yapıp, camiayı bilgilendirmeye devam edeceğiz.
Bundan sonra ki süreçte sorunluluk sahibi insanların duyarlı olması lazım. Sağduyulu davranması lazım.
Bu sezon yaşanan tüm rezaletleri geçici olarak buzdolabına koymak lazım.
Burası asırlık çınar!
Bu takım, bir kez daha küme düşerse inanın 10 yıl kendisine gelemez.
Bu nedenle kim ne katkı sunabiliyorsa sunsun. Yönetim prim versin, teknik heyet, futbolcular daha iyi çalışsın, taraftar da sosyal medyadan pozitif enerji üretsin. Zaten sezon bitince herkes eteklerindeki taşı dökecektir. O zaman bizim de, herkesin de söyleyeceği bir çok şeyi olacaktır.
ELVAN AKDENİZ NELER YAPIYOR?
Ankaragücü'nün olmayan yönetiminde son dönemde parlayan bir isim var. Elvan Akdeniz diye gencecik bir yöneticimiz var. Onu bugüne kadar neden vitrine sunmadılar bilmiyorum. Ama son dönemde Elvan Akdeniz taşın altına elini sokmuş durumda.
Kulüp için var gücüyle çalışıyor. Gecesi gündüzü olmadan çabalıyor.
Tandoğan'a gidiyorum orada, Beştepe'ye gidiyorum orada, Eryaman Stadı'na gidiyorum orada, Selim Sırrı Tarcan Spor Salonu'na gidiyorum orada. Maç bitiyor herkes evine gidiyor, o bekliyor basın toplantısını tamamlıyor, teknik direktörü yolcu ediyor, öyle stadı terk ediyor. Geçenlerde Batıkent'te alt yapı voleybol takımının maçı vardı. Tesadüf gittik, yine orada.
Dün basın toplantısında teknik direktör Mesut Bakkal'da Elvan Akdeniz'den övgüyle söz etti.
Hüseyin Aytekin'den sonra kulüpte büyük bir boşluk var. Yeri doldurulamadı. Elvan Akdeniz ise kendini belli etmeden kulübe katkı sunmaya çalışıyor. Kendisini tebrik ediyorum.
MESUT BAKKAL NE DEDİ?
Maç sonu basın toplantıları aslında kısa geçer. Çünkü kural öyle 2-3 soru sordururlar ve hocalar ayrılır. Ancak Boluspor maçından sonra çok uzun süren bir basın toplantısı yapıldı. Bakkal'da soruları yanıtladı, içini döktü. Mesut Hoca aslında eski hocaları gömmek istemedi. Ama kullandığı bir ifade çok önemliydi. Sorulan soruya "Bu takıma yazık etmişler!" dedi. Ben de kontra bir soruyla "Kim yazık etmiş?" diye bir soru sordum. Elbette isim vermedi. Ama eski hocalara gönderme yaptığı belliydi. Kendisine bir çok soru soruldu. O da cevapladı. Ama takımın geldiği nokta da temel sorunlardan birisi işte buydu.
ALKIŞLAR BURSASPOR'A VE ENES ÇELİK'E
Kardeş Bursaspor şampiyon oldu ve 2.Lige yükseldi. Başkan Enes Çelik ve Belediye Başkanı Mustafa Bozbey şampiyonluğun 2 mimarı. İkisini ve tüm Bursaspor camiasını kutluyorum. Geçen sezon Ankara'da Ankara Demirspor maçında gördüğüm terk edilmiş Bursaspor'u bugün şaha kaldırdılar ve şampiyon yaptılar. Bursaspor'un Bursa'dan Ankara'ya getiren takım otobüsünü çekip bir haber yapmıştım. Bursa'da çok ses getirmişti. Bursaspor hakkında yazacaklarımız var. Ama daha sonra.