Maçtan önce de bir çok kişiyle konuştum ve fikirlerimi söyledim. Ankaragücü gibi oturmamış, kaos içinde, karışık bir takımın Gençlerbirliği gibi oturmuş, sorunları en aza indirmiş, sistemini belirlemiş ve iyi uygulayan bir takıma karşı puan alma şansı yoktu.
Bunu sadece ben de söylemedim. futbolu uzaktan yakından takip eden herkes görebiliyordu.
Sonuç normal.
Hatta eğer Gençlerbirliği maçı 2.yarıda rolantiye almasa, hafta ortası maçını düşünmese, daha farklı bir sonuç da ortaya çıkabilirdi. Tarihi bir galibiyet alabilirdi kırmızı - siyahlılar.
Gençlerbirliği'nde istikrarlı bir kaleci var. Erhan sezonun genelinde iyiydi. Savunması tabiri caizse kaya gibi. Özellikle Sinan Osmanoğlu'nun liderliğinde inanılmaz işler yapıyorlar. Ankaragücü savunması elek gibiyken, Ankaragücü'nden kopan Alperen, Sinan Osmanoğlu, Hanusek gibi adamlarla Gençlerbirliği çok rahat ediyor.
Orta saha bol alternatifli. Kim oynasa tutuyor, oynamayana neden oynamadı diye üzülüyorsunuz.
Forvet tabanca gibi. Amilton ve Metehan, Süper Lig seviyesinde. Devre arasında gelen 2 santrforda faydalı.
Ve elbette Hüseyin Eroğlu faktörü çok etkin.
Takıma dokunuşuyla fark yarattı. Takım ne yaptığını biliyor. Herkes nasıl oynaması gerekiyorsa öyle oynatıyor. Ne eksik ne fazla.
Bunlar sonuca yansıyor.
Gençlerbirliği Başkanı Osman Sungur'u beğenirsiniz, beğenmezsiniz. İstikrarı sağladı. En son bana yaptığı açıklama ile de kenetlendiklerini belirtti. Dün de takımıyla, taraftarıyla iyi bir sınav verdiler ve hak edilmiş bir derbi galibiyeti elde ettiler.
Bu saatten sonra Süper Lige çıkamazlarsa süpriz olur!
Karagümrük maçı bence, olayı bitirebilecek bir maç.
Eğer oradan galibiyetle dönerlerse, fikstür avantajı ile %100 şampiyon olur ve Süper Lige çıkarlar.
ANKARAGÜCÜ BİTİYOR, ÖNLEM ALIN!
Ankaragücü'ne gelirsek. İnanın artık yazacak bir şey kalmadı. Kalem kurudu, mürekkep bitti!
Sorunun teknik direktörde olmadığı, ortada bir yönetim olmadığı, bir başkan olmadığı, berbat bir kadro planlaması yapıldığı bir kez daha görüldü.
Ne kaleci var, ne savunma, ne de hücum attı.
Atsan tutamıyorsun, tutsan atamıyorsun.
Oyuncularda büyük bir ruhsuzluk ve vurdumduymazlık var.
Bir atım barut vardı. O da devre arasında hunharca harcandı.
Devre arası yapılan 7 transferin hiç birinden verim alınamıyor. Elalem Kayode'leri filan alırken, bunlar Gaetan Laura'yı aldılar.
Gönderdiklerini arar duruma geldik.
Böyle bir transfer rezaleti olamaz!
Dün basın toplantısında Mesut Bakkal'ın şaşkınlığını gördüm. "İsim olarak oyuncular iyi, ama sorun var!" dedi.
Aslında her teknik adamda bu şekilde başlayıp gitti.
Her gelen isimler bakıyor. Ama isim sahaya çıkıp top oynamıyor.
Görünen köy kılavuz istemiyor.
Bakın aklınızı başımıza alın. Pendikspor maçı belki de sezonun kırılma maçı. Direkt rakibinle oynuyorsun. En azından savunma yapmayı becermek lazım. Beşli savunma mı çıkılır, başka bir taktik mi denenir bunu bilemem. Ama kısa zamanda sorun çözülmezse yanarız! Bu maç kaybedilmemeli.
Dün basın toplantısından Mesut Bakkal'da belli etti. Daha önceki yıllarda, Ankaragücü'de dahil bir çok takımı kurtaran teknik adam olan Mesut Hoca şaşkındı! Böyle bir tablo beklemediği belliydi.
Tecrübesini nasıl konuşturacak bilmiyorum.
Ama fazla bir zamanı yok.
Çözüm üretmeli.
Tüm kızgınlığına rağmen stada gelen taraftara yazık ediliyor.