Teknolojik Kuşak Alfa

Bilimsel olarak farklı görüşler olsa da genel olarak her 15 yıl bir kuşak dönemi olarak tanımlanıyor. Buna göre dünyada yaşayan altı kuşak var.

Bu kuşaklar : Sessiz Kuşak (1925-1945), Bebek Patlaması Kuşağı (1946-1964), X Kuşağı(1965-1979), Y Kuşağı(1980-1995), Z Kuşağı(1996-2010), Alfa Kuşağı(2010-2025). Alfa kuşağını ise 2025 yılından itibaren Beta kuşağı, ardından da Gama ve Delta kuşakları takip edecek.

Alfa kuşağı beş yıl içinde yaklaşık 2 milyar nüfusu ile tarihteki en çok nüfusa sahip olan kuşak olacak. Alfa kuşağı teknolojinin hayatın her alanında olduğu bir dünyaya doğuyor ve bu hızlı farklılaşmaya çok hızlı uyum sağlayarak büyüyorlar. Ülkemiz için konuşacak olursak Alfa kuşağının ebeveynleri olanlar önceki dönemlere göre eğitim düzeyleri daha yüksek, ekonomik olarak daha rahat ve çocuklarını daha küçük ailelerde büyütüyorlar. Alfa kuşağını büyütürken teknolojiden ve aile dışındaki bireylerden destek almak zorunda kalıyorlar. Ailede hem anne hem de babanın çalışıyor olması nedeniyle küçük yaşlardan itibaren kreşe giden ve düzenli bir eğitim almaya başlayan bir kuşak Alfa kuşağı. Alfa kuşağının teknolojik ürünlere kolay erişimi, anne-babanın teknolojiye olumlu bakması nedeniyle bebeklikten itibaren teknolojiyle birlikte büyüyor. Günümüzde teknoloji çok hızlı şekilde gelişiyor ve Alfa kuşağı bu gelişime çok hızlı şekilde uyum sağlayabiliyor.

Çocukların teknoloji ile tanışma yaşlarının düşmesinin olumsuz yanları da var elbette. Bunun en başında ise küçük ailelerde yaşama nedeniyle daha az insanla temas kuracakları için sosyal açıdan hayatın içinde yeteri kadar var olamayacaklar veya olmak istemeyecekler. İlerleyen hayat içerisinde de en büyük ihtiyaçlarından biri sosyallik olacak.

Bu kuşakların eğitimlerinin eski sisteme göre yapılması onların eğitime olan ilgilerinin azalmasına sebep olmakta. Ülkemizde sürekli eğitim sisteminde değişiklikler yapılıyor olmasına rağmen ben bu değişikliklerin bu teknolojik gelişimlere adaptasyonu yeteri kadar sağlayamadığını düşünüyorum. Düşünüldüğünde eğitimde hala basılı kitap kullanıyor olunması bile bu kuşak için bir gecikme olarak görüyorum. Alfa kuşağı çok rahatlıkla bunun üstesinden gelebilecek bir kuşak. Akıllı tahtalar ve benzeri sınıf donanımları artık alfa kuşağı için gördüklerinde çokta ilgili çekici değiller. Etkileşimli sıralar ve arttırılmış gerçeklikle eğitim materyalleri ile daha teknolojik bir eğitim sistemine doğru geçilebilir. Burada çocuklara fırsat eşitliğinin sağlanması çok önemli. Maalesef birincil eğitim materyalleri olan kalem, silgi ve deftere erişemeyen çocuklar var ülkemizde.

Bir Y kuşağı olarak ilk bilgisayara sahip olduğumdaki kullanma becerim ile kendi çocuklarımın bilgisayar kullanma becerilerini gördüğümde onların bunu rahatlıkla başarabileceklerini görebiliyorum. Bizlerden çok daha hızlı öğrenebiliyorlar bunda tabi ilk teknoloji ile tanışma yaşlarının çok düşük olmasının etkisi var. Yapay zekanın hayatın her alanında boy göstermeye başladığı dünyamızda Alfa ve Beta kuşaklarının yapay zekayı bizlerden çok daha aktif kullanacaklarını düşünüyorum.

Teknolojiye bu kadar hızlı adapte olabilen çocuklarımız için onların gelişimlerini daha hızlı sağlayabileceği eğitim metodlarının müfredata eklememiz gerekiyor. Tabi burada öğretmenlerimizinde bu teknolojiye ne kadar hakim olabilecekleri bunu anlatabilecekleri de önemli. Bu süreçte çocuklarımız gibi öğretmenlerimizinde eğitilmeleri gerekiyor. Yeni nesil öğretmenlerimize inancım tam, biraz çaba ile bunu başarabileceklerdir.

Bu süreçlerin eğitim müfredatlarına eklenmesi için ne kadar hızlı aksiyon alınırsa teknolojiyi hızlı takip etme konusunda geç kalmamış oluruz. Teknoloji çok hızlı bir tren. Kaçırırsak yakalamamız için kuşaklar geçmiş olmaz.