Değerli okuyucular,
Malum olduğu üzere gündemde yeni bir vergi paketi hazırlığı söz konusu.. Hazine ve Maliye Bakanlığı, Vergi Reformu adıyla vergiye ilişkin bir dizi yeni düzenleme hazırlığı içerisinde. Yapılacak değişikliklere ilişkin kanun teklifinin yakın bir zamanda TBMM’ye sevk edilmesi bekleniyor.
Henüz ortaya çıkmış bir taslak metin olmamakla birlikte, gelir ve kurumlar vergisinde değişikliklerden, kira gelirlerinde stopaj uygulamasına, yurt dışı çıkış harcında oldukça yüksek bir artışa kadar birçok konuda değişikliklerin getirilmesinin planlandığı anlaşılmakta. Ancak özellikle bu başlıklar Anayasaya aykırılık tartışmalarını beraberinde
PEŞİN VERGİ UYGULAMASI
Basına yansıyan ve getirilmesi düşünülen en önemli ve tartışılan başlıklardan birisi peşin vergi uygulaması. Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri için getirilmesi düşünülen değişiklik ile, yıllık bazda alınan gelir ve kurumlar vergisi için, mükellefin önceki yıl cirosu üzerinden belli bir oranda peşin vergi alınması öngörülüyor.
Anayasamıza göre herkes, kamu giderlerinin karşılanması maksadıyla mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlü. Anayasamızın 73’üncü maddesi, mali güce göre vergilendirme ilkesini ortaya koyuyor. Evrensel nitelikteki mali güce göre vergilendirme ilkesi, “kazanç olmadan vergi olmaz” ve “çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınması” kurallarını içerisinde barındırıyor.
Peşin vergi uygulaması ise bu yönüyle anayasaya tamamıyla aykırı niteliktedir. Nitekim bir mükellefin ne kadar gelir veya kurumlar vergisi ödeyeceği, yıl sonunda elde ettiği safi kazancın belli olması ile mümkündür.
Safi kazanç dediğimizde, giderlerden arındırılmış olan kazancı kastediyoruz. Vergilendirmede temel kural, cirodan değil, safi kazanç üzerinden vergi alınmasıdır. Ciro, içerisinde o kazancın elde edilmesi için yapılan giderleri de barındırmaktadır. Halbuki bir mükellefin gerçek geliri, o kazancı elde etmek için yapılan harcamalar (işyeri kirası, personel giderleri, hammadde alımları vb.) düşüldükten sonra kalan kısımdır. Kaldı ki bir mükellef, yıl içerisinde ciro yapmış olmasına rağmen yıl sonundaki tabloda zarar da etmiş olabilir. Bilhassa yeni kurulan işletmelerde demirbaş alımları gibi hususlar da göz önüne alındığında zarar gösterilmesi olağan niteliktedir.
Getirilmesi planlanan peşin vergi uygulamasında, mükelleften hem peşin vergi alınması hem de yıl sonunda durum ne olursa olsun belirlenecek asgari bir tutarda gelir/kurumlar vergisi alınmasının öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Ancak bu Anayasa md. 73 kapsamında oldukça tartışma doğuracak bir düzenleme niteliğinde olacaktır.
YURT DIŞI ÇIKIŞ HARCINDA 10 KATTAN FAZLA ARTIŞ
Mevzuatımıza göre halihazırda yurt dışına çıkış harcı 150TL. Bu harcın 3.000TL’ye kadar çıkarılmasının planlandığı konuşulurken, 1.500TL’ye düşürüleceğine ilişkin haberler de yapıldı. Ancak her halukarda artışın fahiş olduğu açık.
Yine bu noktada da Anayasaya aykırılık tartışmaları haklı olarak gündeme geliyor. Nitekim bir vergi yükümlülüğünde 10 kata kadar yapılacak bir artış, her şeyden önce ölçülülük ilkesine aykırıdır. Diğer taraftan yapılacak fahiş artış, anayasamızda bir temel hak ve hürriyet olarak düzenlenen seyahat özgürlüğünün ihlali anlamına da gelebilecektir.
Önümüzdeki günlerde Hazine Maliye Bakanlığı’nın çalışmasını bitireceği ve taslak metinin TBMM’ye sevk edileceği düşünülüyor. Bakanlık tarafından çıkarılacak metin üzerinde yasama organında elbette değişiklikler olabilecektir. Ancak kanaatimizce reform adıyla ortaya atılacak yeni düzenlemelerin, önemli konularda radikal değişiklikler de öngörmesi göz önüne alınarak konunun tüm paydaşlarıyla (yargı mercileri, akademisyenler, meslek örgütleri gibi) masaya yatırılması ve bu şekilde yasama organına sunulmasında oldukça fayda bulunmaktadır.
Toplumumuzun tümünü ilgilendiren vergi reformu düzenlemelerini titizlikle takip edecek ve sizleri bilgilendirmeye devam edeceğiz.
Saygılarımla,
Av. Çağrı ÜNSAL – Ankara Barosu
Haberankara.com Özel