Araştırma 13 yıl sürdü! Çayı böyle içmek şifa kaynağı

İngiltere'de yapılan geniş kapsamlı bir araştırmaya göre, çayı yarım yağlı süt ile birlikte tüketmek; anksiyete ve depresyon riskini azaltıyor. Uzmanlar, 13 sene süren bu araştırma sonucunda, düzenli olarak yarım yağlı süt içenlerin daha düşük kaygıya sahip olduğunu gözlemledi.

Araştırma 13 yıl sürdü! Çayı böyle içmek şifa kaynağı

Yapılan son araştırmalara göre, düzenli olarak her gün bir fincan çaya yarım yağlı süt eklemek depresyon ve anksiyete riskini ciddi oranda azaltıyor. İngiltere'de yapılan bu geniş kapsamlı araştırmada, düzenli olarak az yağlı süt tüketenlerin, hiç süt tüketmeyen kişilere göre kaygı bozukluğu teşhisi alma oranlarının üçte bir daha düşük olduğu ortaya çıktı.

Öte yandan yarım yağlı sütün koruyucu etkisinin, tam yağlı ya da yağsız olan sütlere göre daha yüksek olduğu belirlendi.

BİTKİSEL SÜTLERDE DURUM TAM TERSİ

Veganlar için ise olumsuz bir durum var. İnek sütü yerine soya ya da yulaf sütü gibi alternatif seçenekler tüketlerin, depresyon ve kaygı yaşama riski daha yüksek.

Bilim insanlarının araştırmalarına göre, yarım yağlı sütün yağ dengesi beyin üzerinde olumlu bir etki bırakıyor ve iyi hissetmeye yardım olan serotonin ve dopamin hormonlarının seviyesini artırıyor.

Araştırma 13 yıl sürdü! Çayı böyle içmek şifa kaynağı

İngiltere'de gerçekleştirilen bu araştırmada, 36 ile 73 yaşları arasında olan 357 bin 568 kişi 13 yıl boyunca takip edildi. Çalışma süresi boyunca 13 bin 65 kişiye depresyon, 13 bin 339 bin kişiye ise anksiyete tanısı kondu.

Çalışma kapsamında, yarım yağlı süt tüketenlerin hiç tüketmeyenlere göre depresyona yakalanma riski yüzde 16 daha düşük, kaygı riski açısından ise yüzde 29 daha düşük bir orana sahip olduğu keşfedildi.

Ayrıca tam yağlı ya da yağsız süt içenlerin kaygı riskinin azaldığı ancak depresyona girme riskinin düşmediği bildirildi. Hiç süt ürünü tüketmeyen kişilerin ise herhangi bir süt ürünü tüketenlere göre kaygı ya da depresyon teşhisi almalarının daha yüksek olduğu saptandı.

Çalışmanın uzmanları, bu bulguları doğrulayabilmek için daha fazla araştırma yapılması gerektiğini; ancak yapılan bu çalışmanın ruh sağlığı için umut verici sonuçlar ortaya çıkardığını vurguladı.

Kaynak: Haberankara.com
SONRAKİ HABER