Milli Eğitim Bakanı Tekin: Fransız okullarıyla ilgili gerekli adımları attık

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Erzurum’daki AK Parti Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda gündeme yönelik açıklamalar yaptı.

Milli Eğitim Bakanı Tekin: Fransız okullarıyla ilgili gerekli adımları attık

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Erzurum’daki Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi’nde gerçekleşen AK Parti Erzurum Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda gündem konularına yönelik açıklamalarda bulundu.

“FRANSIZ OKULLARININ DA İHTİYAÇLARINI GİDERMEK İÇİN İLETİŞİM HALİNDEYİZ”

Açıklamasında Yaklaşık 15 yıllık bir periyotta derslik başına düşen öğrenci sayısı ile öğretmen başına düşen öğrenci sayısının yarıya düştüğüne dikkat çeken Tekin, Türkiye'de ortaokul ve üstü düzeydeki bütün okullarda internet bağlantısı olduğundan bahsederek gündemde olan konulardan Fransız okullarıyla ilgili şunları söyledi:

"Ben iki tane hususu sizinle paylaşmak istiyorum. Bunlardan bir tanesi özellikle bugün sabah medyada görmüşsünüzdür, saçma sapan bir eleştiri var. Ben iki tane Fransız okuluna resmi yazı yazdım. Şimdi enteresan bir kitle var. Yalan yanlış şeyleri uyduruyorlar ve yazıyorlar. Onu bir açıklamam lazım çünkü bura benim açımdan önemli bir şey. Biz Cumhuriyetle beraber Lozan Anlaşmasını imzaladık ve Lozan Anlaşması'nda Cumhuriyetimizin kurucu kadrolarımızın altına imza attığı Türkiye'de yabancı okullarımız var. Bu okullarımızın her türlü eksiğini gidermek, bu okullara yardımcı olmak, Milli Eğitim Bakanlığı olarak o zaman metnin altına imza atan ve Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün taahhüdü."

Taahhüt doğrultusunda okullara saygı duyduklarını ve hiçbir sıkıntı çıkarmadıklarının altını çizen Bakan Tekin, şunları söyledi:

"Tam tersine o okulların da ihtiyaçlarını gidermek için biz kendileriyle iletişim halindeyiz. Kim bunlar? Türk vatandaşı olan azınlık mensupları ve Lozan'daki mektup teatileriyle Lozan sonrası mektup teatileriyle kendilerine söz verdiğimiz yabancı okullar var. 12 tane yabancı okul var, Fransız, Alman, İtalyan okulu var. Bunlara biz Lozan'da taahhüt ettiğimiz için hiçbir problem çıkartmıyoruz. Onlarla ilgili hiçbir sıkıntımız da yok fakat enteresan bir biçimde Fransa bu mektuplarda da olmayan sadece müstemleke ülkelerine yakışan şekilde davranarak, Türkiye'de iki tane daha okul açmışlar. İki tane okul açmışlar ve bu okulu da açarken de 'biz buraya Fransızları alacağız sadece' demiş olmalarına rağmen şu an öğrenci sayısı yüzde doksan oranında Türk vatandaşı. Şimdi bu çocuklar bizim sistemimizde legal ya, ben 12 yıllık zorunlu eğitimi uygulamakla mükellef bir bakanım. Dolayısıyla o okula giden bir Türk vatandaşının eğer bende kaydı yoksa, ben o çocuğu okullaştırmadığım için görevimi yapmıyorum demektir. Ben şimdi diyorum, çocuklar nerede? Okulda. Hangi okulda? Bizim kaydımızda yok, nereye gidiyorlar. O iki Fransız okuluna. O benim literatürümde resmi olmadığı için bu çocuklar okullaşmamış gözüküyorlar."

Tekin, Fransız Büyükelçisi ile görüştüğünü belirterek, "Ya bu yaptığınız doğru değil. Ben müsteşarken yazmıştım yazıyı. Oyaladılar bizi, 'ya evet haklısınız, işte düzeltelim', okula müfettiş gönderiyoruz, okula almıyorlar. 'Türk öğrenci var mı' diye bakalım diye almıyorlar müfettişi. Şimdi 'siz bizi denetleyemezsiniz' diyorlar. Sonra çocuklar mezun oluyorlar. Oradan mezun çocuk diplomasının denkliğini bize getiriyor diyor ki diplomamın denkliğini ver. Yani vatandaşla beni karşı karşıya getiriyor. Yetmedi bu çocuklar ayrıcalıklı bir pozisyonda YÖS sınavlarına giriyorlar. Yani yabancı öğrenciler için yaptığımız yüksek öğretim kurumu sınavlarına giriyorlar. Yani bir kere de adaletsizlik var orada." açıklamasını yaptı.

Tekin, konuyla ilgili detaylı olarak şunları söyledi:

"Şimdi diyoruz ki bunlara, 'gelin konuşalım', 'işte geliriz, yarın geleceğiz, öbür gün geleceğiz, işte şöyle oldu' deniliyor. Büyükelçiyi davet ettik, geldi, 'ilk fırsatta çözeceğiz' dedi. Ne zaman konuştuk bunu, aralık ayında. İlk fırsatta çözeceğiz demesinin üzerinden 7-8 ay geçti, hala lütfedip bizi muhatap almıyorlar. Ben de diyorum ki ya kardeşim bak biz sizin müstemleke sömürge, sömürdüğünüz ülkeler gibi değiliz. Biz bağımsız ve milli bir devletiz. Dolayısıyla bizim literatürümüze göre burada eğitim vermek istiyorsanız, bizim koşullarımıza göre hareket edeceksiniz. Gelin bu okulları meşru hale getirelim. Bunun karşılığında da sizden biz de Fransa'daki Türk vatandaşları için bazı taleplerimiz olacak. Sen benim oradaki vatandaşlarımızın taleplerini reddet, Türkçe, Türk kültürü derslerini engelle, burada kafana göre hareket et. Ondan sonra da biz resmi yazı gönderdik, 'okullara Türk öğrenci alamazsınız' diye. Şimdi de büyük köşe yazarlarına yazılar yazdırıyorlar. Öyle saçma sapan bir yazı yazmış ki mesela çok büyük bir gazeteci diyor ki 'Milli Eğitim bu okullarda din kültürü dersi veremediği için okulları kapatıyor.' Gerçekten ahlaksızca bir yalan bu. Bu vesileyle ben bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ulusal ve uluslararası hukukunu korumak adına sorumlu davranan bir Milli Eğitim Bakanı olarak bu okullara biz gerekli adımları attık. Bizim koşullarımıza gelirlerse hayatlarına devam ederler. Gelmezlerse de biz de gerekli hukuki prosedürü takip ederiz. Bunu da bu vesileyle paylaşmış olayım."

Yeni müfredat

YENİ MÜFREDAT

Uluslararası raporlarda Türkiye'nin eğitim sistemlerinin eleştirildiğine vurguda bulunan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Diyorlar ki 'Siz bu çocuklara çok aşırı derecede bilgi yüklüyorsunuz.' Hatta sistemleri örnek gösterilen birçok batı ülkesiyle kıyaslandığında onların iki katı kadar bizim 12 yıllık eğitimde çocuklara bilgi yüklüyoruz. Bu pedagojik değil. Çocuklarımızın pozisyonlarına ve algı düzeylerine uygun değil. Ben diyorum ki biz bunu azaltalım." Ifadelerini kullanırken açıklamalarına şöyle devam etti:

"Çocuğa verilen eğitimi gündelik hayatta kullanabiliyor mu, kullanamıyor mu? Buna bakmamız lazım. Dünya buna bakıyor. Ben diyorum ki biz de sistemimizi buna göre değiştirelim. Programda yaptığımız değişikliğin özü bu. Buna ilave bir şey daha ekledik ve dedik ki çocuklarımız dünyada yaygınlaşan bir sürü sapkın ideoloji var. Dünyada çocuklar yoldan çıkıyor. Aile hayatından tutun, vatanseverlik, ahlak, merhamet ve benzeri bir sürü değerleri çocuklar kaybediyor. Bu çocuklar bu ülkenin asgari müşterek milli ve manevi değerlerine sahip çıkacak isimde yetişsin istiyorum. O yüzden sisteme bir de bunu koyduk. Tek tek gelip bana diyorlar ki 'çocuklarımız şöyle yetişiyor.' Bunları müfredata koyacağız ve düzelteceğiz. Dolayısıyla bizim müfredat bir çağın gereklerine uygun bir mantıkla, teknikle hazırlandı. Çağın gerekçelerine uygun bir içerikle, yerli ve milli bir bakış açısıyla hazırlandı."

“SİZİN LAİKLİK ANLAYIŞINIZ BAŞKA BENİMKİ BAŞKA”

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, CHP’nin yeni müfredata yönelik eleştirilerine ise şöyle cevap verdi:

"Cumhuriyet Halk Partisi mensuplarının benimle ve programla ilgili eleştirileri var. Diyorlar ki 'laiklik ilkesine aykırı.' Ben de diyorum ki ben siyaset bilimciyim. Laiklik ilkesine aykırı değil ama CHP'nin bana dayatmaya çalıştığı laiklik tanımıyla bağdaşmıyor doğrudur. CHP'nin laiklik anlayışı ne? Ben söylemler değil uygulamalar üzerinden konuşuyorum. Diyorum ki sizin laiklik anlayışınız başka, benim başka. 28 Şubat başörtülü üniversite öğrencilerini ikna odalarına alıp başlarını açmak için ikna etmeye çalışanlar, bunu ne için yapıyorlardı, laiklik ilkesi için. Peki onların laiklik ilkesiyle benim anladığım laiklik örtüşür mü? Bu anlamda CHP'nin anladığı laiklik anlayışıyla benim ki bir değil."

Kaynak: Anadolu Ajansı
SONRAKİ HABER