Türkiye gibi kıtanın refahını ve güvenliğine önemli katkılar sunan bir ülkenin yıllardır katılım sürecinin engellenmesinin makul bir sebebi olmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze’de yaşanan soykırım konusunu da ele aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamasında güvenli sınamalarının sadece askeri tehditler ve terörist saldırılarından ibaret olmadığının altını çizdi. Göç hareketleri, salgınlar, savaşlar gibi pek çok konunun herkesi etkilendiğini belirtti.
“GAZZE’DE BİR YILDIR SÜREN SOYKIRIM İNSANLIĞIN ORTAK UTANCIDIR”
Gecen hafta Kazan'da Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştüğünü belirten Erdoğan, bu görüşmeden önce de Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha'yı Ankara'da kabul ettiğini hatırlattı.
"Gazze'de bir yıldır süren soykırım tüm insanlığın ortak utancıdır. Buna son dönemde Batı Şeria ve Lübnan'a gerçekleştirilen gayriahlaki ve gayrihukuki saldırılar da eklenmiştir. Şunu vicdan sahibi herkes görüyor, kabul ve ikrar ediyor, 50 bine yaklaşan can kaybı dikkate alındığında ateşkesin ivedilikle sağlanması, kesintisiz ve yeterli miktarda insani yardımın bölgeye ulaşması için İsrail'e her boyutta baskı yapılması elzemdir. İsrail'in saldırganlığına kayıtsız şartsız destek verenler, işlenen suçların da ortağı haline geldiklerini bilmelidirler."
“YAKALAMASI MÜMKÜN OLAMAYACAKTIR”
"AB'nin savunma alanındaki gayretlerine Türkiye'nin tam olarak dahil edilmesi Avrupa'nın barış ve güvenliği için olmazsa olmazdır." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Avrupa Savunma Ajansına ve Avrupa Daimi Yapılandırılmış İşbirliği kapsamındaki projelere katılımımızın gecikmeksizin önünün açılmasını bekliyoruz. Avrupa'yı ve ötesini etkileyen geniş çaplı sorunlara çözüm bulunabilmesi için Türkiye'nin desteği şarttır. Avrupa'da nefret, İslam karşıtlığı ve ırkçılık, sosyal uyumu ve istikrarı zedeliyor. Müslümanlar başta olmak üzere göçmenlere karşı artan ötekileştirme, ırkçılığın yeni bir yüzü olarak karşımıza çıkıyor. Yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığının yalnızca Müslümanları ve göçmenleri değil, toplumun tamamının huzur ve güvenliğini tehdit eden bir temel insan hakları sorunu olduğu artık kabullenilmelidir. Küresel dengelerin yeniden kurulduğu böylesine belirsiz bir dönemde, hemen her alanda yeni ve etkin politikalar geliştirmemiz elzemdir. Daha derin işbirliği tesis etmemizin önündeki siyasi engellerin, ön yargılı birtakım tutumların artık geride bırakılması gerekiyor. Aksi takdirde, Avrupa'nın ihtiyaç duyduğu fikri ve ekonomik dönüşümleri yakalaması mümkün olamayacaktır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamasının devamında Türkiye gibi kıtanın refahı ve güvenliğine katkı sunan bir ülkenin yıllardır AB sürecine girmesinin engellenmesinin makul bir izahı olmadığını belirtti. AB ile ilişkilerin sağlıklı bir zeminde ilerlemesi için diyalog işbirliğine hazır olduklarını ifade eden Erdoğan, Türkiye’nin AB’ye üyeliğin coğrafyamızın yararına olacağının da altını çizdi.