Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Diyanet Akademisi Başkanlığı Aday Din Görevlileri Mezuniyet Merasimi’nde açıklamalarda bulundu. Diyanet Akademisi Başkanlığı 1. Dönem aday din görevlileri mezuniyeti dolayısıyla konukları Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ağırlamaktan mutluluk duyduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk olarak 2012 yılında hukuki altyapısını oluşturmaya başladıkları Diyanet Akademisini 10 yılı bulan titiz ve yoğun çalışmaların ardından 2022 yılında hayata geçirdiklerini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, akademinin kurulmasıyla birlikle Diyanet camiasının meslek öncesi eğitim ve mesleki eğitim noktasında son derece mücehhez bir yapıya kavuştuğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böylesine güzel bir atmosferde, böyle anlamlı bir program münasebetiyle gönüllerimizi kavuşturan Rabbime hamd ediyorum.
Diyanet İşleri Başkanımıza ve Diyanet yönetimine de bu güzel buluşma için ayrıca teşekkür ediyorum. Bugün Diyanet teşkilatımız ve din görevlilerimizin mesleki eğitimi adına gerçekten önemli bir merasim yapıyoruz. Aslında uzun yıllara sâri bir emeğin ve projenin meyvesini almanın mutluluğunu hep birlikte yaşıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
"MODERNLİĞİ VE İLERLEMEYİ BİR GARDIROBUN İKİ KAPAĞI ARASINA HAPSETTİLER”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Maalesef, ülkemizde özellikle tek parti dönemiyle başlayan, daha sonra vesayet dönemlerinde artan “kimliksizleştirme” politikaları, bu toprakların nasıl vatan kılındığını bilmeyen, milletimizi millet yapan hasletlere bigâne olan, Türkiye’ye dair hiçbir tasavvuru, hiçbir emeli, hiçbir endişesi olmayan zihni ve kalbi sömürgeleştirilmiş bir güruh ortaya çıkarmıştır.
Bu güruhun ayırıcı vasfı, cehaletinden kaynaklanan kibridir, nobranlığıdır, kendi insanına karşı hiçbir had-hudut tanımamasıdır. Bunlar bir kez olsun içinde yaşadığı toplumu; tarihi, inancı, kültürü ve kutsallarıyla anlamaya hiç uğraşmadılar. Bunun yerine Anadolu insanına başkalarının penceresinden bakarak aşağılamayı tercih ettiler. Hatta çoğu zaman özendikleri ve özendirildikleri batı kadar bile, kendi insanını tanıma gayreti göstermediler. Millete ait tüm kadim değerleri “gerilik emaresi” olarak gördüler. Giydiği kılık-kıyafetine göre insanımızı ayırdılar, ötekileştirdiler. Modernliği ve ilerlemeyi bir gardırobun iki kapağı arasına hapsettiler” şeklinde konuştu.
Haberankara.com