Ankara’nın kalbinde, sanatı yalnızca eğitimle değil, mimarisiyle de yaşatan bir üniversite var: Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi. Yerleşkesindeki binalar, cephe tasarımları, dar sokakları ve taş döşemeleriyle adeta Londra sokaklarını andırıyor.
Üniversite alanında yer alan yapılar, farklı bölümlere hizmet eden fakülteler, sanat atölyeleri ve performans salonlarından oluşuyor. Mimari tasarımda özellikle dar yollar, taş döşemeli geçişler ve yapıların cephe oranlarıyla Avrupa kent estetiğini çağrıştıran bir anlayış benimsendiği görülüyor.
'İYİ Kİ BURADAYIM' DİYORUM
Üniversite öğrencilerinden Hatice Sıla Akgün, okulun mimarisinden etkilenerek tercih yaptığını belirterek, "Bu üniversiteyi gördüğümde gerçekten mimari yapısı çok etkiledi. Sınav için geldiğimde ‘Burada okumalıyım' dedim. Buraya gelmeyen ama fotoğraflardan gören arkadaşlarım çok şaşırıyor. Üç yıldır buradayım, her baktığımda ‘İyi ki buradayım' diyorum" dedi.
BU MİMARİLER BAŞKA YERLERDE DE OLMALI
Güzel Sanatlar Fakültesi 3. sınıf öğrencisi Emir Özerhan ise, "Üniversiteyi tercih etmemdeki en büyük nedenlerden biri mimarisi oldu. Aynı zamanda hocalarımızın bize olan yaklaşımı da çok etkiliydi. Ancak dışarıya çıktığımda kendimi gri binaların arasında buluyorum, keşke bu mimariyi başka yerlerde de görebilsek" ifadelerini kullandı.
Bir diğer öğrenci Alp Ergül de yerleşkenin öğrencilere moral verdiğini belirterek, "Bu mimaride okumak bize büyük ölçüde motivasyon sağlıyor. Kendimi sanki yurt dışında okuyormuşum gibi hissediyorum" ifadelerine yer verdi.
Kampüsün yarattığı bu sanatsal atmosfer yalnızca mimarisiyle değil, öğrencilerin ruhunu da besleyen bir alan sunuyor. Öğrenciler, mimariden aldıkları ilhamla sanatla daha iç içe hissettiklerini söylüyorlar.