Cengiz Gökay Afetler Öncesi Mühendislik Hizmetlerinin Önemi Çalıştayında konuştu

TR İnvest Yönetim Kurulu Başkanı ve ATO Komite Başkanı Cengiz Gökay, düzenlenen 2. Afetler Öncesi Mühendislik Hizmetlerinin Önemi Çalıştayına katıldı. Düzenlenen çalıştayın açılış konuşmasını yapan Gökay önemli açıklamalarda bulundu.

Yunanistan'da yaşanan büyük sismik hareketlilik bir kere daha acı deprem gerçeğinin hatırlanmasına neden olurken Ankara Ticaret Odası ev sahipliğinde düzenlenen 2. Afetler Öncesi Mühendislik Hizmetlerinin Önemi Çalıştayı yoğun ilgi gördü. Açılış konuşmasını TR İnvest Yönetim Kurulu Başkanı ve ATO Komite Başkanı Cengiz Gökay'ın yaptığı çalıştayda 1. oturumda afetlere hazırlık sürecinde kamunun görevi ve sorumlulukları masaya yatırıldı.

Cengiz Gökay Afetler Öncesi Mühendislik Hizmetlerinin Önemi Çalıştayında konuştu

TR İNVEST YÖNETİM KURULU BAŞKANI CENGİZ GÖKAY: RİSKLERİ EN AZA İNDİRMEK ELİMİZDE!

Saygıdeğer misafirler, değerli meslektaşlarım hepiniz hoş geldiniz.

Bugün burada hepimizi ilgilendiren ve geleceğimizi doğrudan etkileyen son derece kritik bir konuyu ele almak için toplandık.

Afetler, insanlık tarihi boyunca toplumların karşı karşıya kaldığı en büyük problemlerden biri olmuştur. Ancak teknolojik gelişmeler ve bilimsel ilerlemeler sayesinde bu olaylara karşı daha hazırlıklı olmak ve riskleri en aza indirmek artık elimizdedir.

Türkiye'miz 3 kıtanın birleştiği stratejik bir bölgede farklı iklim ve coğrafi koşullara sahip eşsiz bir ülkedir. Bu coğrafyanın sunduğu nimetler kadar bizlere yüklediği sorumluluklar da büyüktür.

Afetler noktasında birçok riski bulunan ülkemiz mühendislik hizmetlerini en yüksek standartlarda yürütmekle yükümlüdür. Tarihimizde bunun örneklerini görmek mümkündür. Osmanlı'nın medeniyet dehası Mimar Sinan, mühendislik bilgisiyle eserlerini yüzyıllarca ayakta tutacak bir sağlamlıkla inşa etmiştir. Bugün de afet risklerini belirleyerek, bilim ve teknolojiden faydalanarak türlü afetlere karşı önlemler alınabilir.

Afet risklerini belirlemek için jeolojik, hidrolojik ve sismik araştırmalar yapılıp tehlikeli bölgeler belirlenerek imar planları buna göre düzenlenmelidir. Binalarda esnek taşıyıcı sistemler, sismik izalatörler ve güçlendirme teknikleri uygulanmalıdır.

Ancak burada önemli bir nokta daha var. Teknolojik çözümler ne kadar gelişmiş olursa olsun, eğer toplum bilinçlendirilmezse ve bu süreçlere dahil edilmezse başarı sağlanamaz. Toplumsal bilinç yaygınlaştırılmalı, afet bilincini artıracak eğitimler kamunun öncelikli sorumlulukları arasında olmalıdır.

İnsanı yaşat ki devlet yaşasın düsturu, köklü devlet geleneğimizin temel ilkelerinden biridir. Bu ilke bize, afetlere karşı insanımızı korumak ve toplumun güvenliğini sağlamak için çalışmanın önemini göstermektedir. Unutmayalım ki afetler önlenemez ancak kayıplar minimize edilebilir. Bunun en güzel örneği, Pasifik Deprem Kuşağı'nda bulunan Japonya'da görülmektedir.

Cengiz Gökay Afetler Öncesi Mühendislik Hizmetlerinin Önemi Çalıştayında konuştu - Resim : 2


Tüm dünyadaki depremlerin yüzde 80'inin meydana geldiği Japonya'da bilinmektedir. Ancak bu depremlerde ölen kişi sayısı sadece 296'dır. Evet bütün dünyadaki depremlerin yüzde 80'i Pasifik Deprem Kuşağı'nda olan Japonya'da gerçekleşmesine rağmen toplam ölen kişi insan sayısı 296 yanlış duymadınız.

Mühendislik hizmetleri yapılacak her yatırım milletimizin geleceğini de sağlamlaştıracaktır. Afetler öncesi mühendislik hizmetleri, sadece teknik bir gereklilik değil, milli bir sorumluluktur. Güçlü bir devlet ancak sağlam temeller üzerine inşa edilmiş şehirlerle mümkündür.

Tarihimizden ve inancımızdan aldığımız ilhamla insanımızı korumak, vatanımıza sahip çıkmak ve gelecek nesillere güvenli bir Türkiye bırakmak hepimizin asli görevidir. Mimar Sinan'ın sağlam yapıları nasıl asırlara meydan okuduysa, bizler de çağın gerekliliklerine uygun afetlere dayanıklı bilim ve teknolojiyi esas alan mühendislik çözümleriyle ülkemizi daha güvenli hale getirmek zorundayız.

Bugün burada konuştuğumuz konular sadece mühendislerin değil, toplumun ortak meselesidir. Devletimiz, bilim insanlarımız, mühendislerimiz, mimarlarımız, eğitimcilerimiz ve vatandaşlarımız el ele vererek güçlü ve dirençli bir ülke için çalışmalıdır. Allah milletimizi her türlü afet ve felaketlerden korusun.

Dünyada inşaat sektörünün öncüsü olduğumuzu bütün dünya biliyor. Son dönemde hepinizin de bildiği üzere dünyadaki inşaat sektörünün öncüsü olduğumuzu bütün dünyaya ispat ettik. Bu yüzden bütün dünya Türkler gibi dayanıklı bina yapın demediği sürece Ne Mutlu Türküm sözü daima havada kalacaktır.

Sözlerime son verirken, afetler nedeniyle yaşadığımız acılara bu toplantılarımızın bir nebze de olsa son vermesini temenni ediyor, hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

ATO BAŞKANI BARAN "AFETLERİ DURDURMAK MÜMKÜN DEĞİL, TEDBİR ALMAMIZ LAZIM"

Çok kıymetli Keçiören Belediye Başkanım, çok kıymetli AFAD Deprem Daire Başkanı, protokolümüzün çok değerli temsilcileri, Ankara Ticaret Odamızın çok değerli meclis üyesi arkadaşlarım odamızın 63. nolu meslek komitesinin organizasyonuyla Yapı Denetim ve Deprem Mühendisliği Derneği'nin desteğiyle gerçekleştirilen Afetler Öncesi Mühendislik Çalıştayının ikincisi vesilesiyle bir araya gelmekten dolayı çok mutlu olduğumu ifade etmek isterim.

Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlarım. Hoş geldiniz, şeref verdiniz. Afetler ne yazık ki hepimizin yaşamını derinden etkileyen fiziksel sosyal ve psikolojik açıdan yıkıcı sonuçlara da yol açan olaylar. Deprem, sel, fırtına, volkanik patlama gibi doğal afetleri doğası gereği tamamen engellemek ve durdurmak mümkün değil. Ancak afetlerin etkilerini azaltmak, zararları en aza indirmek ve toplumu afetlere karşı daha dayanıklı hale getirmek alınacak önlemlerle mümkün. Dayanıklı altyapılar kurmak, erken uyarı sistemleri ve afet bilinci oluşturmak depremlere hazırlık olarak yapılabilecek çalışmalar...

Cengiz Gökay Afetler Öncesi Mühendislik Hizmetlerinin Önemi Çalıştayında konuştu - Resim : 3

NAZMİ ŞAHİN:

63 Proje Hizmetleri ve Yapı Denetim Derneği'nin Afet Öncesi Hizmetler Toplantısına hoş geldiniz.

Bizim binalarımız neden yıkılıyor?

Ben inşaat mühendisiyim. Biz binayı yapamıyor muyuz? Bugün 4 Şubat. İki sene geriye gidelim, 4 Şubat 2023 olsun.

6 Şubat günü 53 bin vatandaşımızı kaybettik. Acıyı hala hissediyorum. İki yıl ne kadar çabuk geçti anlayamamışım. 6 Şubat depreminden sonra genel müdürümüzün telefonuyla 7 Şubat'ta deprem bölgesine gittik.

Hem insan mühendisliğimden hem de inşaat mühendisliğimden utandım. Bizim binalarımız neden yıkılıyor? Soru bu. Biz bu sorunun cevabını neden bulamıyoruz?

Mimar Mühendisler Topluluğu, hepimiz başarılıyız konuştuğumuz zaman. Ama binalarımız yıkılıyor. Bu binalarımızın yıkılma sebepleri ne onları sizlerle paylaşmak istiyorum.

Size bir iki tane belge göstereceğim. Ve bu belgelerin anlamını sizlerin yorumlamasını isteyeceğim. Ve en sonunda da konuşmam da size bir fotoğraf göstereceğim. Bizim binalarımızın neden yıkıldığını hep beraber irdeleyeceğiz.

Biz, yetkileri olan sorumluluğa geldiği zaman kaçan bir toplum olduk. Egolarımız çok yüksek, inanılmaz bir cesaretimiz var o cesaretlerin ne olduğunu biraz sonra göstereceğim belge ile göreceksiniz.

Ama sonuçta insanlarımızı kaybediyoruz ve insanlarımız ölüyor. Gencecik çocuklarımız ölüyor. Yanarak ölüyoruz. Otele gidiyoruz, çocuklarımız takdirname alıyor, tatil hakkı için gidiyoruz ölüyoruz. Suçlu aşçı oluyor. Yolda yürüyoruz, elektrik çarpıyor ölüyoruz. İki kişi birden ölüyor, suçlu yok.

Arabayla telefon almaya gidiyorsunuz, 4 vatandaş biniyor. Üzerine kocaman bir toprak çöküyor, ölüyorsunuz. Deprem oluyor, ölüyorsunuz.

Cengiz Başkan biraz önce çok güzel bir cümle söyledi. Yüzde 80 deprem kuşağında olan bölgede ölüm sayısına bakın. Biz tesadüf mü yaşıyoruz? Biz neden yapamıyoruz?

PANELDEKİ SORU CEVAP MÜLAKATI

AFAD Deprem Dairesi Başkanı Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Aykut Akgün, Keçiören Belediye Başkanı İnşaat Mühendisi Dr. Mesut Özarslan, Çevre Şehir ve İklim Değişikliği Bakanlığı Uygulama Şube Müdürü İnşaat Mühendisi Mehmet Paltun

AFAD Nedir, Ne İş Yapar?- AFAD DAİRE BAŞKANI

AFAD ülkemizin güzide kurumlarından bir tanesi. Özellikle bir deprem ya da diğer tür doğal kaynaklı bir afet olması durumunda adı çokça öne çıkan kurumlarımızın başında geliyor.

AFAD deyince aklımıza her türlü doğa kaynaklı afet sonrasındaki arama kurtarma faaliyetleri geliyor. Ancak tabii ki birçok katılımcının da bildiğini tahmin ederek söylemek istiyorum ki, etkin bir afet yönetim süreci içerisinde izlenmesi gereken adımlar temelde 3 ayağa oturuyor. En başta risk azaltma ve önlem geliyor. Akabinde olay meydana gelmişse eğer, esasen kamuoyunda ve göz önünde bulunan husus bu maalesef. Arama kurtarma ve müdahale süreci. Akabinde meydana gelen zararın yerine getirilmesi ve tamir edilmesi maksadıyla da iyileştirme adımı geliyor. Tabii biz bu adımlar içerisindeki müdahale ve iyileştirme süreçlerini esasen hiç yaşamak istemediğimiz süreçler olarak ifade ediyoruz.

-Keçiören Belediye Başkanı-

Belediyelerde afetler öncesinde ne gibi hazırlıklar var?

Ülkemiz açısından afet denildiğinde aklımıza başta deprem, sonrasında sel felaketleri ve daha sonrasında da maalesef yangınlar geliyor. Tabii ki bunların başında deprem ve depremin daha sonrasındaki etkilerini ülkemiz adına çok büyük ağır hasarlarını hep birlikte senelerdir yaşıyoruz, görüyoruz. Ve bizden önce de yine bizim büyüklerimiz bunları yaşadı, gördü. Maalesef ülkemiz deprem bölgesinde. Kuzeyinden güneyine kadar, batısına kadar doğu anadolusuna kadar birçok fay hatlarının ve mevcutta tektonik hareketlerinin devamının yaşandığı ülkemizden bahsediyoruz.

1999 yılında ben inşaat mühendisliğinden mezun olmuştum. Allah kimseye yaşatmasın, biliyorsunuz 1999'da Kocaeli depremimiz var. Orada biz Gölcük ve etrafında akademisyen hocalarımızla birlikte çok ciddi çalışmalar yapmıştık.

Hem orada gördüklerimiz hem daha sonrasında özellikle 2005 yılında ülkemiz adına Pakistan'daki depremde orada gözlemlediklerimiz olsun, daha sonrasında Van depremi olsun, daha sonrasında sırasıyla İzmir, Elazığ ve sonrasında en son 6 Şubat'ta yaşadığımız Kahramanmaraş depremi...

Sadece bir beton kontrol etmeyle, projesini kontrol etmeyle yetinilmemeli. Bir kere yapı zemin etkileşimini mühendis olan herkes özümseyecek. Yapı zemin etkileşimi dediğimiz o kurgu ve projelendirmede de biz devreye giriyoruz ve yukarıda statikle devam ediyoruz.

Bütün meslek disiplinleri bir arada çalışmalı. Sivil savunmanın da bizim bütün afetler karşısındaki önemini açıkça vurgulamamız gerekiyor. Bunun eksikliğini Kahramanmaraş depreminde yaşadık.

Biz ülke nerede dünyada bir mazlum varsa elimizi uzatmayı seven bir milletiz. Ne yapmışız? AKOM'a bağlı bütün neredeyse lojistiğimizi, birçok yere yardım eli uzatmışız. Ama bunu sanki yarın deprem olmayacakcasına AKOM'ların boşaltıldığını, telafi edilmediğini gördüm.

Maraş'ta insanlar çadırsız kaldı, el uzatılacak noktada birsürü gereksinimi vardı. Tabii ki her şeyi devletten beklemeyeceğiz, biz de devletin bir kurumuyuz belediyeler olarak.

Maraş depremi ani beklenmedik büyük bir deprem olduğu için henüz buna hazır olmadığımızı orada hep birlikte gördük. Kimse burada biz her şeye tam hazırdık diyemez. Her deprem sonrasında bir tecrübe kazanıyoruz ve bunu mühendislik olarak da geliştiriyoruz.

HABERANKARA.COM ÖZEL HABERİDİR. AKTİF LİNK VERİLMEDEN İÇERİKTEN BİR BÖLÜM ALINTILANAMAZ VE KOPYALANAMAZ. AKSİ HALDE YASAL İŞLEMLER UYGULANACAKTIR.

Kaynak: Cansu Baloğlu
SONRAKİ HABER