Sinan Ateş davasının üçüncü oturumu Sincan’da devam ediyor

Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin dava, üçüncü oturumuyla Sincan Cezaevi’nde devam ediyor. Duruşmada sanık avukatlarının beyanları dinleniyor.

Sinan Ateş davasının üçüncü oturumu Sincan’da devam ediyor

Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin 22 sanıklı dava devam ediyor.

Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, taraf avukatları, müşteki Ayşe Ateş ve yakınları katıldı. Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile bazı milletvekilleri de duruşmayı izledi.

Duruşmaya, davanın dinlenecek son sanığı U.E.'nin savunmasının alınmasıyla başlanacaktı ancak U.E.’nin avukatının duruşmada olmaması nedeniyle avukat beyanlarına geçildi.

“BEN ORAYA YARALAMAYA GİTTİM, AYAKLARINA SIKACAKTIM”

Tetikçi Eray Özyağci'nin avukatı Zeynettin Aktürk, yargılamanın eksik ve hatalı olduğunu savundu.

Özyağci'nin, savunmasında "Ben oraya yaralamaya gittim, sadece ayaklarına sıkacaktım." dediğini anımsatan Aktürk, kamera görüntülerinin de bunu doğruladığını öne sürdü.

Müvekkilinin üç kez ateş ettiğini ve bunların Ateş'in ayaklarına isabet ettiğini iddia eden Aktürk şunları söyledi:

"Maktulün yanında bulunan Selman Bozkurt, müvekkile doğru ateş ederken müvekkilim kaçıyor. Bu kaçış esnasında iki kez daha ateş etmektedir ve Selman Bozkurt'u yaralamıştır. Olay yerinde ilk amacınız neyse ona odaklanırsınız. İlk amaç yaralama olduğu için ayaklarından vurup kaçmayı planlamaktadır. Kaçarken arkasından ateş edildiği için buna karşılık vermek zorunda kalmıştır."

Aktürk, Özyağci'ye yöneltilen suç vasfının "silahla kasten yaralama" olarak değiştirilerek bu kapsamda yeniden savunmasının alınmasını talep etti.

SANIKLARIN SAVUNMALARINA GEÇİLDİ

Daha sonra avukatının salona gelmesi üzerine sanık U.E.'nin savunmasına geçildi. Üzerine atılan suçlamaları kabul etmediğini belirten U.E., taksi şoförü olduğunu, dosyanın sanıklarından Doğukan Çep'i de müşterisi olduğu için tanıdığını belirtti.

Gözaltına alınmasının ardından Ankara'ya götürüldüğünü anlatan Ersoy, "İddianame çıkana kadar ne ile suçlandığımı bilmiyordum. İddianamede Suat Kurt'u aradığım söyleniyor. Ben, Suat Kurt'u tanımam etmem, kendisini hiç aramadım. Tahliyemi ve beraatimi istiyorum." dedi.

SANIK AVUKATLARININ BEYANLARI

Özyağci'yi olay yerinden kaçıran motosiklet sürücüsü sanık V. B.'nın avukatı Cem Ali Kılıç, müvekkilinin cinayetin gerçekleşeceğinden haberdar olmadığını ileri sürdü.

Tetikçi Eray Özyağci'nin, Ateş'in ofisinin olduğu bölgede gözlem yaptığı sırada müvekkilini uzak tuttuğunu belirten Kılıç, "Özyağci, olayı gerçekleştireceği gün 'eğer silah sesi duyarsan korkma' diyor. Beraber tasarlayarak adam öldürmeye gittiğiniz bir kişiye 'silah sesi duyarsan korkma' denmez. Müvekkilim, olay tarihinden 10 gün önce cezaevinden çıkmıştır. Beraber plan yapıp olayı tasarlamasının imkanı yok. Müvekkilimin müşterek fail iradesi yok. Tutuksuz yargılanmasını talep ediyorum." beyanlarında bulundu.

DOĞUKAN ÇEP’İN AVUKATI: SİLAHINDAN ÇIKTIĞINA DAİR BULGU YOK

"Cinayetin azmettiricisi" konumundaki sanık Doğukan Çep'in avukatı Emine Tosun ise Özyağci'nin, Ateş'i öldürme kastıyla hareket etmediğini savundu.

Ateş'in bir çatışma ortasında kaldığını iddia eden avukat Tosun, şunları söyledi:

"Sinan Ateş'in vücudundan çıkan bütün mermilerin Eray Özyağci'nin silahından çıktığına dair bir bulgu yok. Dosyadaki belirsizlikler nedeniyle kamera kayıtlarını inceledik. Kayıtlara göre olay 13.34'te gerçekleşiyor, 13.35'te Ateş'in yanında bulunan A.K., silahları alıp kaçıyor. Buna gerekçe olarak da 'silahlar kaybolmasın diye götürdüm' gibi mantık dışı bir ifade kullanıyor. Acaba Sinan Ateş'in vücudunda A.K. ya da S.B.'nin silahından çıkan mermiler vardı da bunların üstü örtbas mı edilmeye çalışılıyor, diye düşünüyoruz."

Tosun, Çep'in, Özyağci'ye "Sinan Ateş'i yaralama" talimatını verdiğini, bu nedenle müvekkilinin cinayetten sorumlu tutulamayacağını iddia etti.

Sanık T.D.'nin avukatı Murat Ofli de müvekkilinin cinayetle ilgisinin olmadığını öne sürerek, Demirbaş'ın sosyal medyada "peşinen yargılandığını" söyledi.

İddianamenin hatalı olduğunu savunan Ofli, "Müvekkilimin olay anında, öncesinde ve sonrasında hiçbir ilgisi olmamasına rağmen azmettiren sıfatıyla yargılanmaktadır. Bu iddianamedeki hukuka aykırılıkları kabul etmiyoruz. Bir insanın azmettiren olması için maktulle arasında husumet olması lazım. Müvekkilimin, maktulle bir tanışmışlığı veya husumeti yok." şeklinde savunma yaptı.

Öğlen arası verilen dava Kemal Kılıçdaroğlu ve Ayşe Ateş'in basına verdiği açıklamalarla devam etti.

KEMAL KILIÇDAROĞLU VE AYŞE ATEŞ’TEN AÇIKLAMALAR

Sanıkların sanki tesadüfen bir ayara getirilmiş gibi izlenim oluşturulmaya çalışıldığına dikkat çeken Ayşe Ateş, şunları kaydetti:

"Bir set çekmişler. O setin arkasına geçilmesin istiyorlar. Bu siyasi cinayetin siyasi ayağının ortaya çıkmasını istemiyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar ne kadar kumpas kurarlarsa kursunlar kurdukları her oyun, her alçaklık onların başına geçecek. Bunu herkes böyle bilsin."

Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da mahkeme salonunda, sanki bir siyasi olay değil de adi bir olaymış gibi algı yaratılmak istendiğini söyleyerek şunları söyledi:

"Salonda, birbirleriyle anlaşan, neleri konuşacaklarını önceden planlayan bir yapıyla, bir anlayışla karşı karşıyayız. Ama hiç kimse endişe etmesin. Bu davada adalet gerçekleştirinceye kadar mücadelemiz devam edecek. Bu dava kim vurduya giderse ülke kaybeder, demokrasi kaybeder, adalet kaybeder, hepimiz kaybederiz."

“ONLARIN DA İFADE ETTİĞİ GİBİ BAY KEMAL VAR!”

Sanıklardan Doğukan Çep'in, duruşma sırasında "Bay Kemal nerede?" diye bağırdığının hatırlatılması üzerine Kemal Kılıçdaroğlu, açıklamasına şöyle devam etti:

"Adaleti aradığım için, bu davayı kamuoyunun gündeminde tuttuğum için hazmedemiyorlar. 'Nasıl olsa bu siyasi davadır, biz cinayeti işleriz, arkamızda büyüklerimiz var, bu olayı kapatırlar' diye düşünüyorlardı. Düşünceleri, inançları buydu. Ama baktılar ki karşılarında, evet, onların da ifade ettiği gibi Bay Kemal var. Adaleti savunan bir insan var. Adaleti savunmazsak dünyayı yok etmiş oluruz. Dolayısıyla Sinan Ateş bu ülkenin yetiştirdiği bir entelektüeldi, bir akademisyendi. Böyle sokak ortasında vurulacak, katledilecek ve biz gözlerimizi kapatacağız, görmeyeceğiz. Onların feriştahı gelse biz bu davayı takip edeceğiz."

Kaynak: Anadolu Ajansı
SONRAKİ HABER