Konu ile ilgili son açıklama Prof. Dr. Osman Bektaş tarafından geldi. Bektaş, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamasında yeni uluslararası alışmaların kendi görüşlerini desteklediğini ifade etti. Marmara Denizi'nin altındaki fay sisteminin karmaşık yapısına ve farklı bölgelerde bulunan deprem potansiyeline vurgu yapıldı.
"BATIDAN DOĞUYA DOĞRU KIRILMAKTADIR"
Bektaş, konu ile ilgili Twitter hesabı üzerinden yaptığı paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
"BEKLENENEN İSTANBUL DEPREMİ
Hakkındaki görüşlerimiz yeni uluslararası çalışmalarla desteklenmektedir.
1- Ana Marmara Fayı orta ve büyük depremlerle batıdan doğuya doğru kırılmaktadır.
2- Ana Marmara Fayı deprem enerjisi üretme açısından üç farklı bölümden oluşur:
A- Kilitli ( İzmit- Mürefte M 7+).
B- Creep (sürüklenme, Batı-Orta Marmara M 6 ).
C- Geçişli ( Doğu Marnara M 6+).
3- Tekirdağdan Îstanbula doğru deprem üreten kabuğun incelmesi sonucu deprem büyüklüğü azalmaktadır ( 1912 M 7,4 Mürefte; 2011-2012-2019 M 5-5,8, Batı- Orta Marmara ).
4-San Andreas Fayı ve Dünya genelinde olduğu gibi creep oluşturan faylar M 6+ deprem üretebilir.
5- Tarihsel depremlerin yeri tartışmalı, büyüklükleri abartılıdır.
6- Faylar davranışlarını değiştirebilir: KAF, 1943-1944 M7+ depremlerinden sonra creep moduna (M 6+) geçmiştir.
Açıklamasında özellikle İzmir bölgesinin 7 ve üzeri büyüklükte deprem üretme potansiyeli taşıdığını ifade eden uzman isim, Orta Marmara'nın sürüklenme olarak tabir edilen davranış sergilediğini vurguladı.