Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Düzenlemesini Yeniden Getiren 8. Yargı Paketi Yürürlüğe Girdi

8. Yargı paketi olarak bilinen 7499 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Ankara Barosu'ndan Avukat Çağrı Ünsal, yürürlüğe giren kararla ilgili olarak Haberankara.com'a değerlendirmede bulundu.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Düzenlemesini Yeniden Getiren 8. Yargı Paketi Yürürlüğe Girdi

Kamuoyunda merakla beklenen ve ağırlıklı olarak adli ceza hukuku mevzuatında değişiklikler getiren ve 8. Yargı paketi olarak bilinen 7499 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, bugün tarihli (12/03/2024) Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Bu yargı paketiyle beklenen ve en çok merak konusu olan konuların başında ise hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesi geliyor. Nitekim Ceza Muhakemesi Kanunu md. 231’de düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması, ceza yargılaması sonucunda iki yıl veya daha az hapis veya adli para cezasına hükmedilmesi halinde, belirli şartlar dahilinde sanığın hakkındaki bu cezanın açıklanmaması, sanığın 5 yıl içinde kasıtlı bir suç işlememesi halinde dosyanın herhangi bir sonuç doğurmaksızın düşürülmesi anlamına geliyor.

Bilhassa kişilerin uygulamadaki tabiriyle “sabıka” olarak bildiğimiz adli sicil kayıtlarına yansımaması itibariyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) müessesesi, sanık lehine önemli bir düzenleme olarak karşımıza çıkıyor. Bilindiği üzere Anayasa Mahkemesi, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231’inci maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması düzenlemelerinin tümünü anayasaya aykırı bularak iptal etmiş; iptal kararının yürürlüğünü ise ertelemişti. Bu karara göre HAGB müessesesinin 01/08/2024 itibariyle uygulaması sona erecekti.

Kanun koyucu, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararında yer verdiği iptal gerekçelerini gözeterek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını tekrar yasal düzenlemeye kavuşturmuş oldu. Bu çerçevede;

Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası ise,

Sanığın daha önce kasıtlı bir suç işlememiş olması,

Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,

Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın; aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi Şartları bir arada bulunduğunda mahkemece hükmolunacak cezanın açıklanması geri bırakılacak ve sanık 5 yıl süreyle denetimli serbestliğe tabi tutulacaktır. 5 yıl içerisinde yeniden kasıtlı bir suç işlenmemesi halinde, açıklanması geri bırakılan hüküm ile ilgili düşme kararı verilecek ve dosya kapanacaktır.

Kanun koyucu, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı çerçevesinde HAGB müessesesinde önemli değişikliklere gitmiştir. Bunların başında ise istinaf kanun yoluna başvuru hakkı gelmektedir. HAGB müessesesinde Anayasa Mahkemesi’nce verilen iptal kararı öncesinde istinaf kanun yoluna başvuru yolu (diğer bir deyişle üst mahkemeye başvuru hakkı) kapalı iken, yeni getirilen düzenleme ile istinaf kanun yolu açılmıştır.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına istinaf kanun yolunun açılması doğrultusunda getirilen diğer bir önemli değişiklik, geri bırakma kararının verilmesinde sanığın bunu kabul etmesi şartının kaldırılmış olmasıdır. Nitekim düzenlemenin eski uygulamasında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi sanığın bunu kabul etmesi şartına bağlıydı ve sanık “aklanma hakkı” çerçevesinde hakkında verilecek hükmün açıklanmasını, istinaf kanun yoluna götürebilmek maksadıyla talep edebiliyordu.

Getirilen yeni düzenleme ile birlikte HAGB kararı zaten istinafa açık olacağından, sanığın bunu kabul şartının da yeni düzenlemede yer alması ihtiyacı hasıl olmadı.

Sonuç olarak; Ceza Mahkemelerince verilecek HAGB kararları yönünden, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının bir boşluk yaratması söz konusu olmadan düzenleme yeniden yasal niteliğe kavuşmuş oldu. Getirilen yeni düzenlemenin Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararındaki gerekçeleri ne düzeyde karşıladığı ve getirilen yeni düzenleme de iptal talebiyle Yüksek Mahkeme’nin önüne giderse ne olabileceği sorusunu başka bir yazımızda ele alacağız.

Saygılarımızla, Av. Çağrı ÜNSAL – Ankara Barosu

Haberankara.com özel haberidir, alınamaz, çalınamaz, kopyalanamaz.

SONRAKİ HABER