Taşınmazların kimlik belgeleri olan tapular insanlara büyük güvence veren resmi belgelerdir. Ancak bir tapunun hisseli tapu olması durumunda çok ciddi riskler ile karşı karşıya kalınabiliyor. Hisseli tapuların bazı durumlarda sürekli kontrol edilmesi gerekebiliyor. Bu kontrolü ihmal edenler ise sürpriz son ile karşı karşıya kalarak zararlı çıkabiliyorlar.
HİSSELİ TAPULARIN FARKI NE?
Hisseli yani müşterek tapuların müstakil tapulardan en bariz farkı satışlarına dair aşamada ortaya çıkıyor. Bir tapu hisseliyse ve ortaklardan birisi hisse payını satmak isterse şufa hakkı kapsamında ilk önce satın alma teklifini diğer ortaklara yapmak zorundadır. Önalım hakkı ortaklarda olduğu için onlara bu hak verilmeden hisse payı üçüncü kişilere satılamaz.
Ortakların önalım hakkını kullanmalarına izin verilmeden hisse payının üçüncü kişilere satılması halinde ortaklar mahkemeye başvurarak satışı iptal edebiliyorlar. Bu durumda hisse payı tapuda üçüncü kişiye kaç TL’ye satılmışsa o kadar ödeme yapılarak satış iptal ediliyor ve hisse payı ortaklara geçiyor. Buraya kadar hisseli tapuların çok büyük bir güvencesi olduğu görülüyor. Ancak önalım hakkına dair bir istisna bulunuyor.
ORTAKLARDAN BİRİSİ İCRALIK OLURSA İŞLER KARIŞIYOR
Hisseli tapularda ortaklardan birisi borcundan dolayı icralık olması durumunda bundan diğer ortaklar da etkilenebiliyorlar. İlgili icra dairesi borcuna karşılık ortağın hisse payını satışa çıkarabiliyor. İşte yapılacak olan bu satışta önalım hakkı tamamen devre dışı kalıyor. İcra satışında kim daha yüksek teklif verirse hisse payı onun oluyor. Bu şekilde yapılan satış ile ortaklığa üçüncü kişi girebiliyor.
Ortaklığa üçüncü kişinin girmesi durumunda bu yeni ortak hisselerin tümünü almak isteyebilir. Bunun için de mahkeme süreçlerini başlatabilir. Bu süreçte eğer ortak mahkemeden “Ya al ya ver” bilinen kararı çıkartabilirse o zaman ekonomik gücü olan tüm hisselere sahip olur. Yok pahasına hisseli tapu sahipleri bu yolla ellerindeki gayrimenkulü kaybedebilirler. Bu duruma düşmemek için ise ortaklardan hiçbirinin icralık olmamaları gerekiyor. Hissedarlar arasında kuvvetli iletişim olmaması durumunda böyle büyük bir tehlike yaşanabiliyor.
