Bilim Akademisi Üyesi, Jeoloji Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Okan Tüysüz, Ege Bölgesi'nde yaşanan depremleri analiz etti. Tüysüz depremin ardında yatan sebebin volkan mı faylar mı olduğunun da tartışma konusu olduğunu söyledi.
Ege Bölgesi karmaşık ve henüz gelişimini tamamlamamış bir jeolojik yapıya sahip. Girit Adası'nın güneyindeki Helen dalma-batma zonu boyunca Akdeniz’in okyanusal tabanı Ege ve Anadolu’nun altına dalmakta, dalan levha üstteki Ege Bölgesi'ni güneye doğru çekerek bu bölgenin kuzey-güney yönünde senede yaklaşık 3,5 santimetre genişlemesine neden olmaktadır. Bu genişleme hareketi Ege Bölgesi'nde çok sayıda doğu-batı uzanımlı fayların oluşumuna neden olmuştur. Neredeyse tamamı aktif olan bu fayların hareketi ise Ege Bölgesi'nin Dünya'nın en sık deprem üreten bölgelerinden birisi olmasını sağlıyor.
Öte yandan Helen dalma-batma zonu boyunca Girit'in altına dalan okyanus levhası yerin derinliklerinde eriyerek magma adı verilen erimiş kayaları meydana getiriyor, bu magmalar ise faylar boyunca yüzeye yükselip Ege Denizi içerisinde bir dizi volkanı oluşturuyor.
Tüysüz, Santorini'nin Ege Bölgesi'nde geçmişte en büyük patlamaların meydana geldiği bir volkan adası olduğunu hatırlattı. Bölgede, geçmişte yaşanan patlama ve faylar nedeniyle depremlerin meydana geldiğini de dile getirdi.