Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kabine Toplantısı ardından önemli açıklamalar!

Bugün 2 haftanın ardından gerçekleştirilen Kabine Toplantısı'nın ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan canlı yayında açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kabine Toplantısı ardından önemli açıklamalar!

2 haftanın ardından bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Kabine toplantısı gerçekleştirildi. Toplamda 3 saat 15 dakika kadar süren toplantının ardından Erdoğan, basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN AÇIKLAMALAR!

Gerçekleştirilen toplantının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından gerçekleştirilen başlıca açıklamalar şu şekildeydi;

GAZZE'YE DESTEK!

Türkiye’nin aydınlık yarınları için hükümet olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Dış politikada yoğun bir gündemi geride bıraktık. Cezayir ziyaretimiz oldukça başarılı geçti. Cezayir, Filistin davasının önde gelen savunucuları arasında yer alıyor. Cumhurbaşkanı ile görüşmememizde Gazze’ye güçlü desteğimizi teyit ettik.

TERÖRLE MÜCADELE!

Geçen hafta yaptığımız grup toplantımızda seçimlere ilişkin hazırlıklarımızı değerlendirirdik. Bir fetret yaşayan muhalefetin belediyeleri gerçek belediyecilikle buluşturacağız. MGK toplantısında pek çok konuyu ele aldık. Terör kaynağında yok etme stratejimizi başarıyla uyguluyoruz. Bundan 40 sene önce milletimizin başına musallat edilen terör belasından Türkiye’yi tamamen kurtarmakta kararlıyız. Buradan Türkiye’yi terör örgütü eliyle sıkıştırmaya çalışanlara sesleniyorum, Türkiye’nin güneyinde ve Suriye’nin kuzeyinde kesinlikle bir yapılanmaya izin vermeyeceğiz. Kimin kiminle iş tuttuğunu iyi biliyoruz. Bir gece ansızın gelerek bu senaryoları yırtıp atmasını iyi biliriz. Barış ve huzur kuyuları kazıyor, herkesin hizmetine sunuyoruz. Ülkemize kuyu kazanları da kendi hesaplarıyla baş başa bırakıyoruz.

İKLİM KRİZİ!

Türkiye olarak her platformda iklim krizini dile getiriyoruz. Bir başka hakikat iklim değişikliğiyle mücadelenin yeni sömürü düzenine yol açmamasıdır. Dünyayı en çok kirleten ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadelede daha fazla yük alması kaçınılmazdır. Biz bu meselede elimizi taşın altına koyuyoruz. Sera gazı emisyonunda tarihi sorumluluğumuz insanlığın ortak geleceğine katkıda bulunmak adına önemli adımlar atıyoruz.

Net Sıfır Emisyon hedefine 2053 yılında ulaşmayı öngörüyoruz. Dubai'de tüm bu konuları ifade ettik. Zirvede Gazze'deki dramı gündeme taşıdık.

Yarın Yunanistan'a gidiyoruz. Ardından Macaristan'a gideceğiz. Bölge ülkeleriyle iş birliğimizi güçlendireceğiz. Ülkemizin ikili ilişkilerinde diplomatik alanda kat ettiği her mesafe bizi Türkiye Yüzyılı'na bir adım daha yaklaştırmaktadır.

Hiçbir geçici sıkıntının, karanlık projenin bizi yolumuzdan alıkoymasına izin vermeyeceğiz. İnsanımız hakikati görüyor. Vizyonumuza omuz veren her bir vatandaşımıza şükranımızı sunuyorum.

ENFLASYON AÇIKLMASI!

Üstümüze serpilmeye çalışılan karanlık havayı darmadağın ediyoruz. Hep birlikte daha iyiye doğru gideceğiz. Enflasyonu yavaş yavaş kontrol altına alıyoruz. Ahlaki boyutu olmayan fiyatlanma davranışları yerini rasyonel fiyatlandırmalara bırakmaya başladı. Büyüme tarafındaki olumlu tablo rekorlarla sürüyor.

3. çeyrekte yüzde 5,9 büyüyerek OECD içinde en iyi performans sergileyen ülke olduk. Ekonomimiz yüzde 4,6'lık büyüme kaydetti. Hedeften en küçük bir sapma yoktur.

Çalışan emeklilerimizde serzenişe sebep olan konuya da el attık. Çalışan emeklilerimizin de hesabına 5'er bin TL'yi süratle yatıracağız.

Üniversiteli gençlerimize seçim öncesi verdiğimiz ücretsiz internet ve teknoloji desteği sözümüzü tuttuk. Doğal gaz tüketim desteğini düzenli yardımlara dahil ettik.

ASGARİ ÜCRET AÇIKLAMASI!

Yılbaşında ekonomik dengeyi sarsmayacak, çalışanlarımızın kayıplarını giderecek bir asgari ücret belirleyeceğiz. İşçilerimizin onayını alacak, işverenlerimizi de yormayacak ve istihdama zarar vermeyecek bir asgari ücret seviyesi hedefi ile süreç yönetilecek.

Büyük ve güçlü Türkiye'nin inşayı yolunda durmadan mücadele etmeyi sürdüreceğiz. Yeter ki, 85 milyon olarak birliğimize sıkı sahip çıkalım. Aramıza fitne sokulmasına izin vermeyelim. Gerisi sadece sabır ve vakit işidir. İnşallah 2028'i siyasi, ekonomik, beşeri ve askeri bakımdan dünyanın sayılı güçlerinin arasında olarak karşılayacağız.

İSRAİL BU ZÜLMÜN HESABINI VERECEK

Gerektiğinde bedel ödeme pahasına şahit olduğumuz kötülükleri yapabiliyorsak elimizle düzeltmenin, mümkün değilse dilimizle anlatmanın, ona da mani varsa kalbimizle buz etme gayreti içinde olduk. Son 70 yılına baktığımızda bu yaklaşımın pek çok örneğini görüyoruz. Kore'ye bu hissiyatla gidip kan döktük can verdik. Kıbrıs'ta barış harekatı gerçekleştirdik. Irak, Suriye, Ukrayna'da başı dara düşenlere kapımızı açtık. Karabağ'ın işgaline Türkistan'daki zulme, Keşmir ve Arakan'daki haksızlıklara bu düşünce ile rıza göstermedik. Bugün aynı onurlu duruşu Gazze'ye yönelik barbarlık karşısında Filistin halkının yanında yer alarak sergiliyoruz. İsrail 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana Filistin coğrafyasında uyguladığı her zulmün hesabını verecektir. Bundan kaçış yok. Netanyahu nereye kaçar bilemiyorum? Türkiye kendisi gibi düşünen devletlerle bu meseleyi her platformda dile getirecektir. İsrailli yöneticiler, insanlık mahkemesinde yargılanacak ve cezasını çekecektir. Netanyahu yönetimine bu cesareti veren Batılı ülkeler de aynı akıbeti paylaşacaktır. Şayet ABD ve Avrupa ülkeleri İsrail’e sınırsız siyasi, askeri ve ekonomik destek vermiş olmasa böyle pervasız hareket edemezdi.

KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇALIŞMALARI

Geçtiğimiz günlerde Marmara Bölgesi'nde yaşanan 5.1 büyüklüğündeki sarsıntı, bize deprem bölgesi olduğumuzu bir kez daha hatırlattı. Topraklarımızın yüzde 66'sı deprem açısından riskli alanlarda yer alıyor. 1 asırda 231 meydana gelmiştir. Bu afetlerde 130 binden fazla canımızı topraĞa verdik. Bu coğrafyada yaşamak demek karşımızdaki tehlikeyi kabullenmek demektir. Önümüzdeki tablonun bize gösterdiği tek çözüm yolu kentsel dönüşüm dediğimiz bu adımı atmaktır. Bu adımı attık. Maalesef ülkemiz uzunca bir süre bu toprakların hakkını vermek yerine, hakkını yiyen bir anlayış ile yönetildiği için bu konunun üzerine gidilmemiştir. 2012 yılında kentsel dönüşüm yasasını çıkardık. Kentsel dönüşüm yasasından bu zamana kadar 480 milyar liralık yatırımla dönüşümleri tamamladık. Yaklaşık 400 bin bağımsız bölümün dönüşüm süreci devam ediyor. Türkiye'de 6 milyon konut deprem riski altında. Güvenli şehirler için tek çare kentsel dönüşüm. Kentsel dönüşümün ne kadar önemli olduğunun en somut örneği 6 Şubat depremleridir. Kentsel dönüşüm konusu Türkiye için bir beka meselesidir. Bu siyaset üstü bir konudur. Vatandaşlarımızı gecekondu denen sağlıksız yapılarla birlikte, depreme dayanıksız yüksek yapılardan kurtarmayı hedefledik. TOKİ bu süreçte kritik bir rol üstlendi. Maruz kaldığı haksız eleştirilere rağmen 1.3 milyon konutu tamamladık, hak sahiplerine teslim ettik.

Attığımız her adımda, ideolojik hareket eden bir kesimi her zaman karşımızda bulduk. İftiraya varan kampanyalarla projelerimize takoz oldular. Kanundaki boşlukları kullanarak, yalan ve yanlış bilgilerle vatandaşlarımızın aklını bulandırdılar. Vatandaşlarımızın canları ve malları ile 6 Şubat'taki gibi bedeller ödememesi için kentsel dönüşüm hayati önem taşımaktadır.

YENİ KENTSEL DÖNÜŞÜM YASASI!

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kabine Toplantısı ardından önemli açıklamalar!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yeni kentsel dönüşüm yasasının detayları açıklandı.

"Yeni kentsel dönüşüm mevzuatının yürürlüğe girmesi ile birlikte malum çevreler, her zaman yaptıklarını yaptılar. Sayısız yalanı tedavüle soktular. Düzenlemenin tek gayreti kentsel dönüşümün önündeki engelleri kaldırarak, süreci hızlandırmaktadır. Kentsel dönüşüme dahil edilecek binaların dönüşüm kararı salt çoğunluğa bağlandı. İmar planlarının itiraz süreçleri kısaltıldı. Anlaşmazlıkların çözümü için arabulucuk sisteminin dahil edilmesi gibi birçok yenilik getirildi.

Yapılan bu düzenlemelerin amacı süreci hızlandırıp milletimizin can ve mal güvenliğini hızlandırmaktır. Yeni kanun ile getirilen düzenlemelerde herhangi bir rant sağlama amacı söz konusu değildir. Kim bunun aksini iddia ediyorsa yalancıdır, bu milletin iyiliğini istemiyor demektir. Marmara Bölgemize daha fazla önem vermemiz sebepsiz değildir. İstanbul'un da içinde yer aldığı Marmara Bölgemizde yaşanacak bir felaketin Türkiye'ye maliyeti çok büyük olacaktır. Amacımız İstanbul'da yer yıl 350 bin konut inşa ederek 5 yıl içinde acil dönüşüm gerçekleştirmektir."

SONRAKİ HABER