AFAD deprem riski en yüksek olan 15 ilçeyi açıkladı

6 Şubat Kahramanmaraş depreminden sonra gündemden inmeyen deprem riski yüksek il ve ilçe yerleri AFAD'ın yaptığı son açıklamayla netlik kazandı. Zemin sıvılaşması olan bu ilçelerde asla bina yapılamaz.

AFAD deprem riski en yüksek olan 15 ilçeyi açıkladı

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depreminden sonra vatandaşlar ve yetkililer önlemlerini arttırdı. Vatandaşlar 6 Şubat tarihinden bu yana sürekli il ve ilçelerin deprem risklerini araştırırken yetkililer ise olası bir doğal afette en az hasarla kurtulmak için önlem almaya devam ediyor.

AFAD'ın yaptığı son açıklamada İstanbul'un en riskli 15 ilçesi açıklandı. Vatandaşların önlem almaları için açıklanan ilçelerde yetkililer ve bölgede yaşayanlar harekete geçti.

19b8511d-71eb-e411-89b7-14feb5cc13c9.jpg

ZEMİN SIVILAŞMASI OLAN 15 İLÇEDE BİNA YAPILAMAZ

Uzun zamandır konuşulan İstanbul depremi için açıklama yapan AFAD, İstanbul'un 15 riskli ilçesini açıkladı.
konuyla ilgili açıklama yapan uzmanlar, "Zemin sıvılaşması olan bu 15 ilçede hiçbir şekilde bina yapılmaz diye bir şey söylenemez." dedi.

AFAD'ın zemin sıvılaşması riskine göre oluşturduğu listede İstanbul'un en kalabalık ilçeleri yer alıyor. ilçelerin sıralaması şu şekilde, Bakırköy, Bahçelievler, Küçükçekmece, Esenler, Başakşehir, Esenyurt, Avcılar, Beylikdüzü, Büyükçekmece, Tuzla, Pendik, Maltepe, Sultanbeyli, Üsküdar ve Fatih.

5282bogaz.jpg

ZEMİN İNCELENDİKTEN SONRA BİNA YAPILMALI

6 Şubat'ta yaşanan depremde de zemin sıvılaşmasının görüldüğünü belirten Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yurdakul Aygörmez, yapıların zemin dikkate alınarak yapılması gerektiğine işaret etti.

Bu ilçelerde yaşayanların zemin sıvılaşmasından korkmamaları ve önlem almaları gerektiğine vurgu yapan Aygörmez, "Üç tür etkisi oluşabilir. Birincisi yapı devrilebilir, ikincisi yan yatabilir, üçüncüsü içeri doğru göçme yaşanabilir." ifadelerini kullandı.

1725650.jpg

ÖNLEM ALINMAZSA FELAKETİMİZ OLABİLİR

Konuyla ilgili açıklama yapan Aygörmez, "O yüzden bir yapıyla beraberinde zemini de incelemek gerekir. Zemin sıvılaşması dediğimiz olay, zemin tanecikleri arasındaki boşluk suyu basıncının fazla olmasından kaynaklanmaktadır.

Kum tanecikleri eğer içerisinde suya doygun kum tanecikleri varsa bunlar deprem etkisiyle, depremin oluşturduğu etkiye karşı bir tepki oluştururlar." diye konuşan Aygörmez, "Kayma mukavemetlerini ve dirençlerini kaybederler, sertliklerini kaybederler.

Bu durum etkisiyle beraber zemin adeta katı özelliğini kaybederek bir sıvı gibi hareket eder. Üç tür etkisi oluşabilir. Birincisi yapı devrilebilir, ikincisi yan yatabilir, üçüncüsü içeri doğru göçme yaşanabilir." dedi.

BU BÖLGEDE YAŞAYAN İNSANLAR KORKMASIN

İstanbul'da yaşayan vatandaşların panik yaparak hataya düşmemeleri için uyarıda bulunan Aygörmez, "Mevcut bina stokumuza gelecek olursak bu konuda da vatandaşlarımızın bilinçli olması gerekiyor. Özellikle güçlendirme yapılacak binalarda mutlaka zeminin de durumunun dikkate alınarak onun da güçlendirilmesi ve gerekli analizlerin yapılması gerekiyor." dedi.

1725650-001.jpg

Bu bölgelerde yaşayanların korkmaması gerektiğinin altını çizen Aygörmez, "Zemin sıvılaşması olacak, kesinlikle olacak diye bir risk kimse diyemez. Bir risk var, bu riski en az seviyeye düşürmek gerekiyor.

Güçlendirme yaparken de mevcut bina stokunda bu durumun dikkate alınması gerekiyor. Zemin sıvılaşması olan bu 15 ilçede hiçbir şekilde bina yapılmaz diye bir şey söylenemez.

Her koşulda, eğer bir yerde dolgu zemin varsa, alüvyon zemin varsa, suya doygun bir zemin olursa, bu su deprem anında yüzeye doğru hareket edecek. Özellikle Bakırköy, bunun içine Yeşilköy'ü de katabiliriz.

Bu bölgelerde dolgu zemin olduğunu hepimiz biliyoruz. Doğa üzerine yapılan yapay bir şeye her zaman tepki oluşturur, bu risk buralarda çok yüksek.

O yüzden orada yaşayan vatandaşlarımız mutlaka bilinçli olması gerekiyor ve bu durumu depremin olacağı zamanı beklemeden şimdiden çözüm alması gerekiyor." ifadelerini kullandı.

SONRAKİ HABER