Başkentte güvenli ulaşım: Ankara'da kadınlar güvende mi?

Henüz 15 yaşındaki bir kız çocuğu, durakta beklerken gasp edilip bıçaklandı Ankara'da... Bir şeyler cız etti içimizde. Aklımıza ise tek bir soru geldi: Kadınlar Ankara'da güvende mi?

Başkentte güvenli ulaşım: Ankara'da kadınlar güvende mi?

Gece bir otobüs durağında beklediğinizi düşünün. Gece yarısını geçtim hava biraz karardığında arada düşünmeniz dahi yeterli. Etraf sessiz. Birkaç kişi var ama kim olduklarını bilmiyorsunuz. Telefonunuza bakmaya çekiniyorsunuz, çantanızı sıkıca tutuyorsunuz. Gerç baksanız ne fark edecek sevdiklerinizden kilometrelerce uzaktasınız belki... Gelen her adım sesi, içten içe bir tedirginlik yaratıyor. Bir erkek bu yazdıklarımı okurken anlam veremeyebilir. Peki ya bir kadın? İşte, birçok kadının Ankara’da ve Türkiye’nin pek çok şehrinde yaşadığı ulaşım gerçeği bu.

Henüz 15 yaşındaki bir kız çocuğunun durakta beklerken gasp edilip bıçaklanması hepimizin içini tam olarak bu nedenden dolayı sızlattı..

Bir okul çıkışı, bir durak, bir saldırı… Ve geride kalan korku. Şimdi soruyorum: Kadınlar Ankara’da gerçekten güvende mi?

BİR DURAKTA BEKLEMEK NEDEN BU KADAR ZOR?

Ankara, Türkiye’nin başkenti. Koca bir şehir, milyonlarca insan… Ama konu kadınların güvenliği olunca, en basit şeyler bile lüks gibi. Mesela, durakta beklemek.... Mesela, karanlık bir sokakta yürümek... Mesela, otobüse bindiğinde kendini rahat hissetmek... Oysa bir erkek için bunlar ne kadar kolay öyle değil mi?

Kadınlar, yıllardır toplu taşımada ve sokaklarda güvende hissetmiyor. Bunu hissettiren sadece fiziksel saldırılar da değil. Bakışlar, laf atmalar, istemeden maruz kalınan dokunuşlar, tacizler… Ve en kötüsü, tüm bunları yaşarken çaresiz hissetmek.

Neden çaresiz hissediyor kadınlar biliyor musunuz? Çünkü bağırsa ''Belki kocasıyla kavga ediyordur'' ''Biz karışmayalım aile içinde bir şeyler olmuştur...'' diye düşünen zihniyetlerin olası bir yardım çığlığında kafalarını kuma gömecek olmaları...

ULAŞIM POLİTİKALARI NE KADAR YETERLİ?

Belediyeler kadınlar için bir şeyler yapmaya çalışıyor. Örneğin, Ankara’da EGO otobüsleri saat 19.00’dan sonra kadınları istedikleri yerde indiriyor. Bu iyi bir adım ama yetmez. Çünkü 'bir' 'hiç'ten fazla 'iki'den azdır. Umarım anlatabiliyorum...

Asıl mesele, kadınların durakta beklerken ya da otobüse binerken zaten güvende hissetmemesi. Gece inme hakkı çözüm değil, geçici bir önlem...

Daha aydınlık duraklar, güvenlik kameraları, daha sık denetimler, kadınlara özel ulaşım projeleri… Bunlar konuşulmalı, tartışılmalı, uygulanmalı. Çünkü 15 yaşındaki bir kız çocuğunun okuldan dönerken saldırıya uğramaması, bizim önceliğimiz olmalı. Ama bizim önceliğimiz: ''O saatte orada ne işi varmış!'' mevzusu...

Zaten 2025 yılında hala bir kadın saat fark etmeksizin sadece durduğu yerde korkuya kapılıyor ise orda bir problem var demektir. Olayın saat değil ''kadın'' olduğunu sanırım fark ediyoruz. Evet, sorun: kadın. Kadın olmak...

Zaten ne demiş Shakespeare: ''Olmak yada olmamak, işte bütün mesele bu..'' Bende şöyle diyorum: kadın olmak yada olmamak işte bütün mesele bu... Durakta beklemek yada beklememek işte asıl mesele de bu!

SOKAKLAR VE DURAKLAR KADINLARIN DA ALANI!
Kadınların kamusal alanlarda rahatça hareket edememesi, sadece onların değil, toplumun sorunu. “Gece tek başına çıkma” ya da “Yanında biri olmadan durakta bekleme” gibi öneriler, aslında başlı başına bir eşitsizliğin yansıması. Oysa çözüm, kadınları kısıtlamak değil, sokakları onlar için güvenli hale getirmek.

Belki de en önemli soru şu: Kaç kadın, otobüse binerken ya da durakta beklerken başına bir şey gelmeyeceğinden gerçekten emin olabilir? Eğer bu sorunun cevabı “Çok az” ise, bir şeyleri değiştirmemiz gerekiyor.

Bu şehir hepimizin. Ama bazıları için biraz daha fazla korkuyla yaşanıyor. Ve bunu değiştirmek, bizim elimizde.

Kaynak: Asena Ayyüce KARA
SONRAKİ HABER