Anadolu'nun kadim fakat Cumhuriyete geçiş yıllarında gelişmişlikten çok uzak şehri Ankara, bir anda ülkenin vitrini haline geldi. Bürokrasinin buraya taşınması, Ankara'nın yoğun bir göçle karşılaşmasına neden oldu. Ankara Kalesi etrafında ağırlıklı olarak yerleşimin olduğu şehir bir anda hızlı bir yapılaşma sürecine girdi.
Ankara'ya şehir dışından insanların gelmesi ve nüfusun hızlı bir şekilde artması, bu durum için adımlar atılmasını beraberinde getirdi. Şehir yönetiminde söz sahibi isimler Ankara'nın kontrollü bir şekilde büyümesi için imar planları oluşturmaya başladı.
ANKARA'NIN BÜYÜTÜLMESİ VE YANGININ İZLERİNİN SİLİNMESİ HEDEFLENDİ
Bu konuda Ankara'nın Cumhuriyet tarihine geçen ilk planı, hazırlanmasının üzerinden 100 yıldan fazla bir zaman geçen Lörchher Planıydı. Alman mimar Car Christoph Lörchher'in adını taşıyan bu plan yeni kurulan ülkenin tarihinde de özel bir yer taşıyordu.
Amacı hazırlanmasından 8 yıl önce gerçekleşen yangının oluşturduğu izleri yok etmek ve şehrin kontrollü bir şekilde büyümesi olan planda kenti Ankara Kalesinin güneyi istikametinde büyütmek hedefi de yer almıştı. Bu plan 1925 yılında uygulanmaya başlandı. Ardından 1932 yılında Jansen Planı adlı başka bir imar çalışması hayata geçirildi.