Doğal afetler ve kazalar insan hayatında ağır yaralar açtığı gibi sosyal hayatta da olumsuz bir tablo ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Bir çok defa tecrübe edilen bu durum bundan on yıllar öncesinde Ankara'da yaşandı.
Henüz 20. asrın ilk senesinde, Osmanlı İmparatorluğunun çöküş dönemindeki unutulmaz padişahlarından Sultan 2. Abdulhamit tarafından Ankara'ya bir bina inşa ettirilmişti. Abdulhamit'in padişahlıkta çeyrek asrı doldurmasının onuruna yapılan bu binanın sanat okulu olarak hizmet vermesi kararlaştırılmıştı.
50. YILINI DOLDURMASINA AZ BİR ZAMAN KALDI
Nitekim bu yapı var olduğu süre boyunca sadece bu amaca hizmet etmedi. Sanat Okulu olarak açılan bina 8. senesinde Öğretmen Okulu olarak varlığına devam etti. Binanın hizmet şekli Cumhuriyetin henüz ikinci senesinde bir defa değişti. Milli Eğitim Bakanlığı, Matbuat ve İstihbarat Müdürlüğü, matbaa ve hastane olarak da kullanılan bu bina yarım asrı doldurmak üzereyken acı bir son ile karşı karşıya kaldı.
1947 yılında elektrik kontağından çıkan arıza sonucu Ankara'nın bu önemli binası yangınlara teslim oldu. Çıkan yangın binaya ağır bir hasar verdi. Yangında büyük bir tahribata sahne olan bina bugün tarih kitaplarında ve kendisinden bilgi sahibi olanların hafızalarında yer etmeyi sürdürüyor. (Kaynak, foto: ankarafili)