Ankara’da ticaret hayatının önemli yapı taşlarından biri olan Pilavoğlu Hanı, yıllar içinde çeşitli işlevler üstlenerek şehrin kültürel ve sosyal yapısına katkı sağladı. Tarihi geçmişi, dönüşümü ve mimari değişiklikleriyle Pilavoğlu Hanı, hem geçmişi hem de günümüzdeki işleviyle şehre Başkent’in önemli miraslarından biri olarak karşımıza çıkıyor.
BELİRLİ BİR DÖNEM HAPİSHANEYDİ
İlk açıldığı dönemlerde ticaretin merkezi olarak bilinen bu tarihi han, Osmanlı'nın son döneminde ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında, çevresindeki diğer hanlar gibi cezaevi olarak kullanılmaya başlandı. Bu süreçte, kadın ve çocuk mahkûmlarının bir kısmı burada tutuldu. Zamanla, evsiz veya kimsesiz insanların barındığı bir yer haline gelen han, 20. yüzyılın sonlarına doğru tekrar ticaret amaçlı kullanılmaya başlandı.
BUGÜN BAMBAŞKA BİR YER
Bugün ise Pilavoğlu Hanı, kafeler, el işi sanat atölyeleri, hediyelik eşya dükkanları ve ofislerle dolu çok amaçlı bir merkez olarak faaliyet gösteriyor. Zemin katlarında deri dükkanları ve depolar yer alırken, üst kattaki odalar ise konaklama amaçlı kiralanıyor.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ ZAMANLA KAYBOLDU
Pilavoğlu Hanı'nın mimarisi, 16. veya 17. yüzyıla dayandığı tahmin ediliyor. Klasik Osmanlı mimarisinin izlerini taşıyan yapı, iki katlı olarak inşa edildi ve hanın ortasında üstü açık bir avlu yer alıyor.
Ancak, yapının geçirdiği çeşitli tadilatlar nedeniyle özgün mimari özelliklerinden bir kısmı zamanla kaybolduğu görülüyor. Geçirdiği dönüşümlere rağmen hala ayakta kalmayı başaran Pilavoğlu Hanı, Ankara Atpazarı’nda ziyaretçilerini bekliyor.
