Ankara’nın çok zengin bir tarihinin olduğu biliniyor. Kentte binlerce yıldan beri çok farklı medeniyetler hakim olmuş Bugüne kadar bu medeniyetlerin oluşturmuş olduğu kültür ulaşırken Ankara’nın başkent olarak belirlenmesinin bir tesadüf olmadığı görülüyor. Ankara’da yerleşim olan dönem milattan önce 3000’li yıllara kadar götürülebiliyor. Bunun yanında bugüne kadar kalan çok önemli tarihi yapılar da bulunuyor. Bunların başında da tümülüsler geliyor. Bazı araştırmacılara göre Ankara tam bir tümülüs merkezi olarak görülüyor. En büyük tümülüs ise Kral Midas Tümüsülü olarak kayıtlara geçmiş durumda.
TÜMÜLÜS NEDİR?
Tümülüs bir çeşit mezar olarak tanımlanmaktadır. Eski dönemlerde toprak yığılarak oluşturulan bu mezarlar bir tepecik gibi görünüyorlar. Yapının içerisinde bir mezar alanı bulunurken dışarıdan bakıldığında bu yerin mezar olduğu anlaşılamıyor. Özellikle kralların veya seçkinlerin mesarları tümülüs şeklinde tasarlanmıştır. Bu mezarların içinde sadece naaşlar bulunmuyordu. Odalar şeklinde olan bu yapılarda değerli eşyalar da yer alıyordu. Bundan dolayı da saklanmaları elzemdi. Bu şekilde tepecikler oluşturularak mezarlar oluşturulurken bu mezarların binlerce yıl sonra bulunmaları bu saklama özelliğinin başarılı olduğunu gösteriyor.
KRAL MİDAS TÜMÜLÜSÜ
Frig Kralı Midas tarafından yaptırıldığı düşünülen Kral Midas Tümülüsü’nün milattan önce 740 yılında yapıldığı düşünülüyor. Bu mezarı Kral Midas’ın ölen babası için yaptırdığına inanılıyor. 300 metrelik çapa sahip olan bu tümülüsün yüksekliği ise 55 metredir. Devasa boyutlarda olan tümülüs binlerce yıl sonra keşfedilebilmiştir.
Ankara'nın Polatlı ilçesinde bulunan Kral Midas Tümülüsü aynı zamanda dünyanın en büyük ikinci tümülüsü olması açısından da önemlidir. Yapılan çalışmalarda bu mezar içerisinde Kral Midas’ın da naaşına dair kalıntıların olduğu düşünülen bir mezara rastlanılmıştır. Mezar içerisinde çıkan eşyalar ise Gordion Müzesi’nde sergilenmektedir.