Selçuklu döneminden bu yana dimdik ayakta duran ve tarih boyunca birçok medeniyete tanıklık eden Çeşnigir Köprüsü, Ankara’nın komşusu Kırıkkale'nin Keskin ilçesi sınırlarında ziyaretçilerini bekliyor. Kızılırmak nehri üzerine kurulmuş olan bu görkemli yapı, hem tarih tutkunlarına hem de doğa severlere eşsiz bir deneyim sunuyor.
TARİHİN SESSİZ TANIĞI
Köprünün inşa tarihi tam olarak bilinmese de, mimari yapısı ve bölgedeki incelemeler doğrultusunda 13. yüzyılda, Selçuklu Devleti döneminde yapıldığı düşünülüyor. Çeşnigir Köprüsü yalnızca bir ulaşım aracı değil; aynı zamanda tarihî olaylara da ev sahipliği yapmış önemli bir geçit. Rivayetlere göre 1402 yılında yaşanan Ankara Savaşı öncesinde Timur’un ordusuyla birlikte bu köprüden geçtiği aktarılıyor.
OSMANLI'DAN GÜNÜMÜZE UZANAN KÖPRÜ
110 metre uzunluğundaki köprü, kesme taş kullanılarak inşa edilmiş sağlam yapısıyla dikkat çekiyor. Osmanlı döneminde de önemini koruyan köprü, Yavuz Sultan Selim döneminde ünlü mimar Mimar Sinan’a yeniden yaptırıldı.
KÖPRÜ TRAFİĞE KAPANDI, ZİYARETÇİLERE AÇILDI
1989 yılına kadar araç trafiğine açık olan köprü, Kapulukaya Barajı'nın inşasıyla birlikte sadece yaya geçişine izin verilen bir ziyaret alanına dönüştürüldü. 2010 yılında yapılan kapsamlı restorasyonla yeniden hayat bulan yapı, bugün turistik gezilerin ve doğa yürüyüşlerinin gözde adreslerinden biri haline gelmiş durumda.
DOĞAYLA TARİHİ BİRLEŞTİREN SEYİR NOKTASI
Çeşnigir Köprüsü sadece tarihiyle değil, sunduğu manzarayla da büyülüyor. Nehrin üzerine uzanan köprüden bakıldığında, etrafı saran doğa ziyaretçilerine huzur dolu anlar yaşatıyor. Çevresindeki mesire alanları, piknik yapmak isteyenler için oldukça uygunken; köprüye yakın konumda yer alan seyir terasları ise fotoğraf tutkunlarına muhteşem kadrajlar sunuyor.